Hayat bir gizemdir. Bir anın bir ana dostluğu çok görülen bir şey değildir.Hileci dünya işte. Dün benim varlığımdan haberin yoktu, bu gün karşılıklı birbirimizin hayatlarına ayna tutmaya çalışıyoruz. Hayat böyledir işte fakat hikaye ! Her an süprizlere hazırlıklı yaşayacaksın. Asolan insanca sevgiyle, barış içinde yaşamayı başarabilmekte.O dönek dünya ki hiçbir sorunun yanıtını vermez Adem oğluna. Alacağını alır,vereceğini bırakır, seninle hesaplaşma zahmetine bile girmez.Sana bahşedileni alıp kabul etmekten başka seçenek sunmaz. Merhaba ben Hülya! Hayatın bir noktasında buluşan iki yabancıyız. Şimdilik ! Ya ne arslan davalı ne ceylan davacı deyip beni görmezden gelir iki yabancı kalırız ya da arslanın önüne ot ceylanın önüne et koyup dostluk köprüsünü kurarız. Nasıl ki dil ile ‘’ateş’’demek dili yakmaz, “su’’ demek susuzluğu gidermez’’ekmek’’demek karnı doyurmazsa ‘’dost’’olduk demekle de dostluk olmaz. İkimizde çabalamalıyız. Görmüyorum fakat tahmin edebiliyorum! Elinde gazeten muhtemelen daha afyonun patlamamış bu satırlara kadar gelebildiysen olanı biteni anlamaya çalışıyorsun. Gözün önce resme sonra başlığa takıldı büyük ihtimal. Yeni bir yüz yeni bir ses! Dur bakalım ne diyor dedin! İstersen durma. Emin ol burada kesersen aklın burada ,bende kalacak.İyisi mi gel devam et.Oku da kurtul benden.

Sen de halen dünyanın yaşanabilir bir yer olduğunu düşünenlerdensen bendensin demektir. Öyle ya kaç saf yürekli insan kaldı ki bunun böyle olduğunu düşünen. Olsun ! gel biz seninle güneşi önce kendi içimizde doğuralım sonra dünyanın ölmüş çiçeklerine el birliğiyle can verelim. Var mısın ? Seyir defterimiz karalandıkça ne olaylara tanık olacak,ne duyguların ateşinde yanıp,saklı günahların gizini paylaşacağız,kim bilir kaç düşüncemiz kanlı_bıçaklı düşman kesilecek! Aldırmayalım. Göçebe misali yolumuza devam edelim.Önde ‘’Fareli köyün kavalcısı arkada biz ,yol bizi nereye götürürse.Onuncu köyden kovulmaları göze alarak. Isındık birbirimize farkındayım. Soğuk kalpten sıcak söz çıkmaz sende bilirsin. Kelimelerimle ısıtamadıysam halen seni ,sen iyisi mi kendine bir çay söyle. Keşke gerçek olup fırlayıversem karşına bir çay da bana söylesen. Dertleşsek uzun uzadıya. Şimdi böylesi sana da haksızlık! Ben kurdeşenlerimi döküp, ağzımda ıslatamadığım baklayı da eline verip çekileceğim köşeme. Seni dinleme zahmetine bile girmeden. Adaletsizlik var mı bu işte? Var! Söz söyleme sıranı bekleyeceksin çaresiz. Tıpkı benim beklediğim gibi. Okudum ! okudum anlamadım. Sorguladım anlatamadım! Ya da anladıklarım anlatılanlara uymadı ! Dönüp baktım arkama ne kavalcı var ne köy ! Tıpkı senin gibi. Nasipse devamı yarın...