Aynı zamanda muhaddislerin mutlak ekseriyetinin “zayıf” tabirinde murat ettikleri mana şöyledir: Bu hadis senedi itibariyle sahihlerin mertebesinde değildir. Fakat çoğu zaman ifade ettiği manası ve yine çoğu zaman sahih hadislerin manalarına muvafık olan ifadesiyle, hadis aynen hadistir, zayıf olmakla beraber yine hadis olarak kalır ve hiçbir zaman mevzu bir hadis değildir ve olamaz diye ittifak etmişler.

Mesela; men kezebe aleyye muteammiden hadisi mütavatirdir. Fakat aynı hadis aynı metin farklı bir senedle zayıf olarak da gelmiştir.
Zayıf hadisler ne kadar zayıf da olsa, yan yana gelseler, yani aynı manayı ifade eden hadisler aynı noktaya parmak bassalar, o zaman şahsi zafiyetleri zail olup, umumiyet içinde kuvvetlenirler” diye kati görüş beyan etmişler. (Aliyy-ul Karinin şerh-üş şifasında 1/694, İmamı Suyutinin Ed-Dürer-ül Müntesire s. 153 de mevcuttur).

Başta İmam-ı Azam olarak birçok müçtehit, fukaha ve bazı muhaddisler: ‘’Rivayetle gelen hadislerin senedinin sahih veya zayıflığına bakılmadan; Eğer Ümmeti İslamiye’nin telakki-i bi-l kabulüne mazhar olmuşsa artık o meselede rivayet veya hadis hüccettir” diye kabul etmişlerdir.

Mesela; “Levlake” hadisinin mana ve hakikati, İslam aleminin kalbine o kadar yerleşmiştir ki; hadis usulüne göre yüz kere zayıf da gösterilse onu ümmetin telakki-i bi-l kabulünden çıkarmak mümkün değildir. Yani ümmetin ekseriyetinin kabulüne ve manası itibarıyle doğruluğuna olan inancına mazhar olmuşsa, artık o meseleyi beyan etmek için hadisin senedinin zayıflık veya kuvvetliliğine bakılmaz tarzında ifadeler ileri sürülmüştür.
Şimdide levlake hadisini tasdik eden diğer hadislere bakalım:

1. Evvelu me halakallahu nurii- Allah önce nurumu yarattı. (Acluni- Keşful Hafa, Abdullah Kettanin Nazmul Mütenasir s. 111 de mütevatir olarak kaydetmiş, Şa’rani El-Yevakıt Ve-l Cevahir 2/18 , İmamı Kastalani Mevahibü Ledunniye)
2. Resûlullah (asm) bir hadisi kudsîde: “Allah, seni kendi nurumdan, diğer şeyleri de senin nurundan yarattım, buyurdu” (Îmâm Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404; Aclûnî, Keşfü’l-Hâfâ I-265/827)

3. “Adem ruh ile cesed arasında iken ben peygamberdim” buyurmuştur. (Tirmizi hadis no: 3069, Teberani hadis no 12571, Ahmed bin Hanbelin müsnedi 4/66, İbni Hibban Fethul Kebir).
4. “Sen olmasaydın cenneti yaratmazdım ve yine sen olmasaydın cehennemi yaratmazdım” buyurmuştur. (Deylemi- Müsnedül Firdevs 5/227, İbni Hacer – Tesdidül Kavs eserinde geçer, Suyuti- Kenzul Ummal hadis no : 32025. Hatta Nasirüddin El Elbani bile sadece zayıf diyebilmiş)

Levlake hadisini tasdik eden muhaddisler ve kitapları da şunlardır: Suyuti- El-Leali-l Masnua,  Şevkani-EL-Fevaid-ul Mecmua, Acluni- Keşful Hafa, İbnul Hacer, İmamı Leknevi.
Bu imamlar eserlerinde levlake hadisinin manasını diğer hadisleri ele alarak ve ayetler çerçevesinde de değerlendirerek doğruluğunu kabul ve tasdik etmişlerdir.

Hatta hadis otoriterlerince pek itibara alınmayan ve şiddetli lakabıyla adlandırılan İbni Teymiye bile bu Hadisin manasını fetva kitabında izhar etmiştir.
Cumhuru ulemanın görüşü de benzer şekildedir. Şeyh Abdulkadir Geylani, İmamı Rabbani, İmamı Gazali, Mevlana Cami, Mevlana Halidi Bağdadi, Şeyh Ahmedi Cezeri, Bediüzzaman Said Nursi bu hadisi kutsiyi kabul edip izahta bulunmuşlardır, vesselam…