Uyuşturucu ve içki salgını bütün dünyada en ciddi problemlerin başında gelmektedir. Bu yüzden ülkemizde de bu dehşetli hastalıktan kurtulabilmek için çok ciddi çalışmalar yapmaktadır. Fakat TSK içinde alkollü içki  tüketimi son derece yaygındır. Sicil belgelerinde alkol tüketimi maddesi tam zıddına olarak uygulanmaktadır. Mesela ben hiç içki içmediğim halde en düşük sicil notunu bu madde yüzünden alıyordum. Hatta bazı komutanların sırf içki içmediğim için saygısızca saldırılarına maruz kalmıştım. Bu konuda ciddi çaba gösterilmeli ve alkollü içki ve uyuşturucu belasından ordumuzu kurtarmak gereklidir.

Askeri garnizonlarda ibadet etmek isteyen askerler için çok sayıda cami ve mescit inşası gereklidir. Bu konuda bırakın yenisini yaptırmayı yıkılmış camilerin yeniden inşası bile yapılamamaktadır. Tuzla ve Heybeliada Deniz Harp Okulu camileri için 25 yıldır emek veriyorum. Hala sonuç alabilmiş değilim. Cami düşmanlığı çok ciddi bir sosyal problemdir. Allah korusun Rabbimizin gazabını celp edebilir.

Cinsiyetsiz toplum için bir takım örgütlerce büyük çaba sarf edilmektedir. Bu maksatla erkek ve kadından başka bir üçüncü cinsiyet meydana getirmek maksadıyla çirkin tezgahlar kurulmuştur. Lut kavmine benzer şekilde eşcinsellik yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır. Ordumuzda ise yıllardan beri sakal ve bıyık yasağı bulunmaktadır. Bu anlamsız yasak en geri kalmış toplumlarda dahi yoktur. Bu yasağı bir an önce kaldırarak erkek gibi görünen askerler yetiştirilmelidir. 

Askerlik sert ve şiddet içeren bir meslektir. Bu meslekte kadınların başarılı olmasına imkan ve ihtimal yoktur. Çünkü şefkatli ve naif olmayı gerektiren kadınların askerliğe özendirilmesi son derece hatalıdır. Ev hanımlığı gibi ülkemizin bekası açısından çok önemli bir meslek dururken silah kullanan kadınlar çok ciddi bir tezat meydana getirmektedir.

Ordudan haksız fesih yolu ile resen emekli edilen binlerce askerin hakları hala verilmemiştir. YAŞ kararları ile ayrılan askerlere sadece sosyal güvenlik hakları iade edilmiştir. Darbeci generallerin yargılanarak hüküm giyme nedenlerinden bir tanesi dindar askerlerin tasfiye edilerek FETÖ ve faşist darbecilerin önünü açmak olduğu mahkeme kararlarına ve Meclis araştırma komisyonu raporlarına yansımıştır. İş kanunumuzun tek taraflı haksız fesih kararı uyarınca mağdur edilen askerlerin tazminatları bir an önce verilmelidir. Bu konuda kamu denetçiliği Kurumunun tavsiyelerine uyularak gerekli yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır.

Yine 28 Şubat döneminde zorunlu emekli edilmiş dindar askerlerin öğretmenliği düşünülmelidir. Unutulmamalıdır ki komutanların yasal olmayan başörtüsü gibi acımasız emirlerine karşı koymak her babayiğidin haddi değildir. Ordumuzun bu değerli insanlarından danışman ve eğitici olarak istifade edilmemesi büyük bir kayıptır.

Bu saydıklarımız maddelerden başka bir çok konuda ciddi çalışmalara ihtiyaç vardır. Erdoğan ve Ak Parti hükümetinden beklentimiz atılan adımları yeterli görmeyip günün ihtiyaçlarına uygun değişiklikleri gerçekleştirmesidir. İki günü bir olan ziyandadır buyurmuş Hazreti Peygamber aleyhissalatü vesselam. Her yeni gün güzel bir adımın başlangıcı olmalıdır, vesselam…