AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM grup toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Atatürk Havalimanı'na yönelik terör saldırısının ardından çeşitli spekülasyonlar yapıldığını ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:

"Türkiye mahvoldu. Artık turizm biter, Türkiye bir daha ayağa kalkamaz' dediler. Bu ülkeyi, bu milleti tanımayanlar bir kez daha yanıldılar. Atatürk Havalimanı'nda, bayramın son gününde, cumhuriyet tarihinin rekor uçak inişi ve kalkışı gerçekleşti."

'Sıfır ölümlü kaza hedefimiz'
Yıldırım, "AB'nin hedef olarak koyduğu sıfır ölümlü kaza bizim de hedefimizdir. Bunun için yeni öğretim yılından itibaren okullar başta olmak üzere ülke çapında trafik güvenliği, can ve mal emniyeti konusunda bir seferberlik başlatıyoruz." diye konuştu.

Bosna'daki soykırımın 21. yılı olduğunu anımsatan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bosna Savaşı sırasında Srebrenitsa ve çevresini korumak için görevlendirilen BM güvenlik güçleri ancak ve ancak bu katliama seyirci kaldı. BM, bir insanlık utancına, ayıbına imza attı. Maalesef orada savunmasız insanları korumaları gerekirken onlar bu katliama seyirci kalmayı tercih ettiler ve görevlerinin gereğini yapmadılar. Bu güvenlik güçlerini oluşturan ülkeler bugün dünyaya medeniyet dersi vermeye çalışan batılı dostlarımızdır. Onlar bölgede, Türkiye'de, terörle mücadeleye laf yetiştireceklerine, teröristlerin daha fazla insanlık dramı yaşatması için yasalarımızı değiştirme öğüdü vereceklerine, Avrupanın göbeğindeki bu insanlık suçuna karşı neden duyarsız kaldılar, neden gereğini yapmadılar, önce bunun hesabını versinler."

Kurban Bayramı müjdesi
Yollar ve havaalanlarının bayram boyunca dolup taştığına işaret eden Yıldırım, "Çünkü Ramazan Bayramı biraz uzatıldı, 9 güne çıktı. Böylece iç turizm önemli ölçüde gelişti. Dış turizmdeki eksiğimizi böylece iç turizmle kapatmış olduk. Otellerimizde yer bulamadı insanlar, sahillerde veya kamp çadırlarında vaktini geçirmek durumunda kaldı. Bu da güzel bir dayanışmadır. Bu milletin zorluklarda da nasıl durumdan vazife çıkararak, ülkenin yüzünü güldürecek işler yaptığının en güzel göstergesidir. Milletimize müteşekkiriz." dedi.

Yıldırım, benzer bir durumun Kurban Bayramı'nda da olacağını belirterek, şöyle devam etti:

"Ramazan Bayramı'nda, bayramın sonu cuma günüydü, birleştirdik. Kurban Bayramı'nda da bayramın evveli bayramla birleşiyor ve böylece uzun bir tatil daha yapacaksınız. Dolayısıyla milletvekillerimiz bayrama kadar sıkı çalışırsanız, Meclis üzerine düşen görevi yapar, milletin beklediği müjdeli haberlerin gereğini yerine getirirse güzel bir bayramı geçirme imkanı kendiliğinden gelmiş olur. Hepinize yapacağınız bu güzel çalışmalardan dolayı şimdiden teşekkür ediyorum."

TBMM İçtüzüğü için muhalefetle görüşülecek
TBMM İçtüzüğü konusunun uzun süreden beri gündemde olduğunu belirten Yıldırım, şunları kaydetti:

"AK Parti Grubu olarak, bu hafta diğer siyasi parti gruplarına da içtüzük konusunda bir kez daha birlikte hareket etme ve içtüzüğün daha etkin bir hale getirilerek, Meclis'in daha etkin ve hızlı çalışmasını sağlayacak yeni bir içtüzüğün yapılması konusunda diğer partilerin katılımını ve desteğini bekliyoruz. Ümit ederiz ki ortak bir zeminde görüşülür, konuşur, bir mutabakat oluşur. Hiç mutabakat olmayacak ülkelerle bile mutabakat yapıyoruz da kendi ülkemizde, vatandaşımıza hizmetten başka amacı olmayan partiler neden mutabakat yapmasın? Dostluk elimizi muhalefet partilerine de uzatıyoruz."

İsrail ile varılan mutabakat
Başbakan Binali Yıldırım, İsrail'in Mavi Marmara'da yaşanan olay nedeniyle özür dilediğini, olayda hayatını kaybeden vatandaşların yakınlarına tazminat ödemeyi kabul ettiğini ve uzun müzakereler sonucunda Gazze'ye uygulanan ambargonun gevşetilmesini, oraya insani yardımların Türkiye önderliğinde gerçekleşmesini de kabul ettiğini ve mutabakata varıldığını anlattı. Yıldırım, "Eğer Gazze'de, Filistin'de perişanlık içerisinde, dünyaya kapalı yaşayan kardeşlerimize bir faydamız olacaksa, elbette mutabakata varırız" dedi.

Yıldırım, "Bundan sonra gerilimlerle, kavgalarla değil, dostluklarla bölgenin kalkınmasını, gelişmesini hedef alıyoruz. Bu anlayışımız sadece İsrail ile sınırlı kalmayacak, bölge ülkeleriyle de dostluklarımızı kalıcı olarak geliştirme yönünde çabalarımız artarak, devam edecek" şeklinde konuştu.

"Yerli ve milli ilaç sanayisi geliştirilecek"
Mobil eczane uygulamasını başlattıklarını hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Herkesin ilaçlara serbestçe ulaşımını sağladık. 2002 yılında bir antibiyotik için 63 lira ödenirken, şimdi sadece 9 lira ödeniyor. Ne kadar soymuşlar bu milleti, görüyorsunuz değil mi ey milletim. Daha da güzel olacak. Şimdi, artık yerli ve milli ilaç sanayisini geliştirecek adımları da hızlandırıyoruz. Sağlıkta, yönetişim şeklinde de bir yeniliğe gidiyoruz, basitleştireceğiz. Vatandaşın sade bir yönetimle daha etkin, daha hızlı hizmet almasının yolunu açıyoruz."

"CHP niye 'Hayır' oyu verdi, onun cevabını versin"
"Suriye krizinin, başta DEAŞ olmak üzere terör örgütlerinin eylemi için zemin oluşturduğuna dikkati çeken Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi ana muhalefet partisi bizi DEAŞ ile ilgili soru yağmuruna tutuyor aklı sıra. Bana 'Siz şöyle yaptınız, böyle yaptınız, bunların cevabını ver' diyor. Ben tek bir cevap veriyorum: 2013'te DEAŞ ve PKK'ya karşı Meclis'te karar alınırken CHP niye 'Hayır' oyu verdi, onun cevabını versin önce. Kimin DEAŞ'e müzahir olduğu, kimin PKK'ya müzahir olduğu, Meclis'te yapılan o oylamanın sonucunda belli. Onun cevabını versinler sonra bize terör örgütüyle ilgili suçlamalarda bulunsunlar. Yağma yok. Her şey kayıtlarda. Bir şeyi, lafı konuşmadan önce, bir suçlamada bulunmadan önce, doğrusu nedir bakacaksınız, göreceksiniz, ona göre konuşacaksınız. Laf olsun torba dolsun diye edeceğiniz sözler, sonunda başınıza bela olur."