Bunların her birisi ele alınarak incelenmeli ve “ABD-Siyonist-Avrupa ittifakının nasıl olur da bu denli emek verdiği bir plan başarısız kalır?” sorusuna cevap aranmalıdır. Bu sorunun diğer cevaplarını araştırmacılara bırakıp sadece Suriyeli mülteci kardeşlerimizi ele alarak Haçlı-Siyonist-Batı ittifakının planlarının boşa çıkarılmasını arz etmek istiyorum. Öncelikle yapılan bir araştırma sonuçlarından yararlanarak Türkiye’deki Suriyeli sayısını söyleyelim: Toplam 2.850.000 olan göçmen nüfusunun 1.600.000’i çocuk, 820.000’i yetişkin kadın ve 430.000’i yetişkin erkekten meydana gelmektedir. Bu insanlara “ Ülkenize geri dönecek misiniz?” sorusuna neredeyse tamamı “Savaş biter bitmez döneceğiz!” demektedir. Mekke’li Müslümanların Hudeybiye Anlaşmasına Peygamberimizi (asm) üzmek pahasına nasıl karşı çıktıklarını anlatmak gerekir… Suriyeli Mücahitlere Ensar Olabiliyor Muyuz?(2) Hudeybiye Antlaşması’nın maddelerinin bir kısmı Müslümanların aleyhine görünüyordu. Zira antlaşmaya göre Müslümanlar o yıl içinde Kâbe’yi ziyaret edemeden geri döneceklerdi. Ertesi yıl ise ziyareti üç gün içinde yapacaklar ve Mekkeliler ile herhangi bir ilişkiye giremeyeceklerdi. Ayrıca Mekke’den hiç kimse velisinin izni olmadan Müslümanların tarafına geçemeyecek; aksi takdirde geri gönderilecek, Medine’deki Müslümanlardan biri Kureyş tarafına giderse iade edilmeyecekti. Bu şartlar karşısında neredeyse bütün Ashab hayal kırıklığı içindeydi. Hz. Peygamber (asm), yanındakilere “Kalkın tıraş olun, kurbanlarınızı kesin” talimatını verdi. Ancak sahabeden hiçbiri bu emre icabet etmedi. Onların üç defa tekrar edilmesine rağmen emre kayıtsız kalmaları, Hz. Peygamber’i (asm) son derece üzmüştü. Bu tavra çok şaşırdı, çaresiz bir şekilde hanımı Ümmü Seleme (r.anha)’nin çadırına girdi. Ümmü Seleme (r.anha) O’nun bu tavrından ve yüzündeki ifadeden olağanüstü bir şeyler olduğunu fark ederek meseleyi sordu. Hz. Peygamber (asm) hadiseyi kendisine aktardı. Bunun üzerine Ümmü Seleme (r.anha), “Ey Allah’ın elçisi! Emretmek yerine yapmanız, bu sıkıntıdan daha iyidir. Siz çıkın, onlarla konuşmadan işinizi yapın, saçınızı tıraş edin ve kurbanınızı kesin, onlar size uyacaklardır” tavsiyesinde bulundu. Bunun üzerine kalktı, çadırdan dışarı çıktı. Medine’den getirmiş olduğu kurbanları kesti. Bunu gören sahabeler onun bulunduğu tarafa doğru yönelerek kurbanlarını kesmeye başladılar. Bu şekilde Ümmü Seleme (r.anha), tıpkı ilk vahiy geldiğinde sıkıntı içerisinde gelen Hz. Peygamber’e (asm) sahip çıkıp sakinleştiren, teselli eden Hatice annemiz (r.anha) gibi onu rahatlatmış, büyük bir sıkıntıdan kurtulmasına vesile olmuştur