İşte bu sıkıntılı süreçte olduğu gibi Suriyeli kardeşlerimiz de o denli vatanlarına kavuşmak istemektedir. Sabır, sebat, gayret ve dua zamanıdır. Bunları yapmadan ne dünyada ne de sonsuzluk ülkesinde saadete erişmek mümkün değildir. Suriyeli kardeşlerimizle ilgili yapılan anketlerde sorulan sorular ve cevapları şöyledir: “Maaş alıyor musunuz?” sorusuna “Mülteci kartımıza ayda 100TL yatıyor.” cevabını veriyorlar. Bu para aile başına olup son derece yetersizdir. Fakat Allah bereketini veriyor ve milyonlarca insan hayatını sürdürme imkânı bulabiliyor. “Çalışıyor musunuz?” sorusuna erkekler; “Ucuz işlerde tam mesai ya da bir buçuk mesai çalışıyoruz” diyecekler. Ki canla başla en ağır işlerde çalışıp hem ailelerine baktıklarına hem de çatışma bölgelerindeki ailelerine maddi yardım ulaştırdıklarına birçok gönüllü yardım kuruluşu elemanı şahit olmuştur. Referandum nedeni ile gündeme gelen ve sık sık hükümeti eleştirmek için kullanılan “Vatandaşlık verildi mi?” sorusuna ise neredeyse %98’i “Hayır” cevabını vermektedir. Vatandaşlık hakkı verilen Suriyeliler arasında büyük çoğunluğu üniversite öğrencisi veya üniversite mezunu olup meslek yeterliliği olan kişilerdir. Yani doktor, öğretmen, profesyonel meslek sahipleridir. Kısaca sözüm ona klavye vatanperverlerinin yazdığı gibi her birine 1500 TL maaş, ev, arsa, kadroluiş, oy kullanacak vatandaşlık hakkı gibi iddialar boş laf ve yalandır. Doğrusunu öğrenmek için mülteci kamplarından birine gidip bu oranları ve rakamları teyit edebilirler. Fakat ayakları çamurlanıp hasta ve perişan insanların arasına girmek biraz zahmet gerektirecektir. Bu nedenle kafadan uydurmak kolay olmaktadır. “Allah kimseyi vatansız bırakmasın” diyerek Suriye’deki savaşın bir an önce bitmesini ve zalim yöneticilerin ülkeyi terk ederek Müslümanların bir parça nefes almasını Rabbimden niyaz ediyorum…