Malakka’da Jayavarman’ı Kral olarak atamış gümüş damga, taç ve pelerin vermişti. Bu sayede Malay halkı Müslüman olmuş Malakka hem bir ticaret hem de İslam’ın merkezi olmuştu.

Bugün dünyanın en büyük Müslüman topluluğu Endonezya’da yaşıyor. Bu nedenle Zheng He’nin İslam’ın yayılmasındaki gayreti emsalsizdir.

1371 de Çin’deki Ming hanedanlığı döneminde Müslüman bir ailede doğmuştu. Doğduğu yer; bugünkü Yunnan eyaletindeki Baoshan kentindeki Hedai isimli bir kasabaydı.  1211 ile 1279 Yılları arasında yaşamış Seyyid Eclel Şems el Din Ömer’in altıncı kuşaktan torunudur. Peygamber Efendimizin (asm) 31. Kuşaktan evladıdır.

Zeng He’nin dedesi ve babası Mekke’yi ziyaret ederek (Çince Tianfang) hacı olmuştu. Kendisi de hacca gitmiştir. Zira çocukluğu boyunca ailesinin hac yolculuklarını ilgiyle takip etmiş ve içinde İslam’ı yayma aşkı doğmuştu. Arapçayı öğrenerek İslami bilimlerde de kendisini yetiştirmişti.

1382 Yılında Zheng He henüz 12 yaşında iken Moğol Yuan Hanedanlığı, Ming Hanedanlığı orduları tarafından işgal edilmişti. Yunnan da babasını kaybeden Zheng He esir olarak Nankin’e götürülmüş ve burada Prens Zhu Di’nin hizmetine girmişti. Dördüncü çocuk olmasına rağmen Zheng He’nin de yardımı ile Prens Zhu Di, 1402 yılında Çin’deki Ming hanedanlığının üçüncü imparatoru olmuştu. İmparator olunca ismini Yonglo olarak değiştiren Kral, Zheng He’yi üstün başarılarından dolayı donanmanın başına getirmişti.

Çin bugün “panda diplomasisi” diyeceğimiz bir siyasetle o dönemde çevre ülkeler üzerinde ağırlığını koymaya çalışmaktaydı. Çin porselenleri ve ipeği dünyanın en değerli eşyaları içerisinde yer alıyordu. Deniz İpek Yolunun Amiral Zheng He tarafından yeniden canlandırılması ile birlikte Çin’in bakır paraları dünyanın en geçerli akçesi olmuştu.

Zheng He’nin ticaret filosunu korumakla görevli savaş gemileri devasa boyuttaydı ve ortaya çıktığında düşman ülkeleri hemen caydırıyordu. Yakın bir zamanda Çin Devlet Başkanı Şi Cin Ping'in Almanya ziyaretinde Başbakan ile pandaları ziyaret etmesi; aslında Zheng He’nin  yüzyıllar önce uyguladığı panda diplomasisinden başka bir şey değildir.

Çin, diplomasi geleneğinin bir parçası olarak ilişkilerinin gergin olduğu ya da dostluğun pekiştirilmek istendiği ülkelere birer çift panda göndererek bu yöntemi devam ettirmektedir.

Sevimli pandalar, devlet ilişkilerini de yumuşatabilme ve ülke imajını güçlendirme gücüne de sahiptir. Çin'in bu ilginç metodu 1957 yılında Sovyetler Birliği'ne hediye edilen Ping Ping isimli ayı ile başlamıştır. Şu anda Çin'in; Amerika'da 12, Japonya'da 8, Singapur'da 4, Malezya ve İspanya'da 3, İngiltere, Fransa, Almanya, Belçika, Avusturya, Kanada, Avustralya, Hollanda ve Tayland'da ise 2'şer panda olmak üzere tüm dünyada toplam 48 diplomat pandası vardır.

İşte Çinli bir Müslüman olan Amiral Zheng He, hangi zorluklarla karşılaşırsa karşılaşsın İslâm’ı yaymak için neler ortaya koyabileceğini ispatlayan tarihteki ender şahsiyetlerden birisidir. Çalışkanlığı ve azmiyle kazandığı dünyevî rütbeleri İslâm’a hizmete sarf etmesi takdire şayandır. Onun hayat hikâyesini araştırmak Üniversitelerde adına enstitüler kurmak bizlerin boynuna birer borçtur. Bakın Zheng He hakkında neler söylenmiş:

Hollandalı J.J.L. Duyvendak, henüz 15. Yüzyıldaki bu seyahatlerden övgü ile söz ederken İngiliz tarihçi Joseph Needham Çin tarihinin en önemli kişisi olarak Zeng He’yi ileri sürmektedir. Japon Terada Takanobu ise o asırdaki seyahatlerin insanoğlunun başardığı işlerin en büyüğü olduğunu iddia etmektedir. Keşifler çağında elde edilen başarıların Zeng He’nin bir yüzyıl öncesinde yaptıkları ile mukayese edildiğinde “sönük kalmakta” olduğunu söylemektedir.

Bu konuda ne yazık ki ülkemizde yapılmış doğru dürüst ciddi bir araştırma yoktur. Askeri okullar, denizcilik fakültelerimiz hatta denizcilik üniversitemiz olduğu halde “Zheng He” gibi bir amiralden bahsedilmez. Müslüman olduğundan ve İslam’ı yaymak için gayretli olduğundan mıdır nedir, medyamızda da bu konuda iki satırlık bir çalışma göremezsiniz.

Uygur ve Çin Müslümanlarının menfaatlerini koruyan politikaları geliştirmek zorundayız. Panda diplomasisini geliştirmeye çalışan Çin’den olumlu karşılık almak mümkündür. Buna mukabil ABD’nin ticaret savaşları nedeni ile kışkırtıcı politikalarına alet olmak hiç de akıllıca bir iş değildir.

Bugün kültürel ve sosyal politikalar ile Çin’deki Müslümanların huzur ve refahı için uğraşmaya çalışmamız gerekiyor. Deniz İpek Yolu gibi Demir İpek Yolu’da bu konuda çok önemli bir fırsat olup ülkemiz içinde çok önemli bir projedir, vesselam…