1835 yılında New York merkezli The Sun gazetesi tüm dünyayı şoke eden bir haber yayınladı. Ay’da hayat, orada yaşayan yarasa kanatlı insanlar, tek boynuzlu atlar ve keçiler, kuyruksuz kunduzlar ile bizonlara benzeyen canavarlar hakkında bir sürü safsatayı altı yazılık bir seri hâline dönüştüren gazete, aldatmacasını ünlü bir gök bilimciye, Sör John Herschel’a ve onun hayalî çalışma arkadaşı Andrew Grant’a atfediyordu.

"Büyük Ay Keşfi" başlığıyla manşete basılan bu "Büyük Ay Sahtekârlığı" tüm dünyayı aptal yerine koyarken, gazete, olan bitenden haberi dahi olmayan Sör Herschel’ın, bu büyük keşfi Edinburg Journal of Science isimli hakemli bir bilim dergisinde yayımladığını da iddia ediyordu. Sör John Herschel’ın kendisi gibi gök bilimci olan babası Sör William Herschel, Uranüs’ü keşfetmişti. İnsanlar, John Herschel Ay’da yaşayan yarasa kanatlı insanlardan bahsediyorsa ona inanmayacaksa kime inanacaktı? Babası Uranüs’ü keşfetmişti, o da Ay’daki yaşamı!

THE SUN'IN "BÜYÜK AY KEŞFİ" ASLINDA NEYDİ?

New York sokaklarından Avrupa’ya ve oradan dünyaya yayılan bu sahte haberle birlikte sansasyonel bir şekilde adını tüm dünyaya duyurmayı başaran ve reklam pastasındaki payını büyüten gazetenin utanmaz ekibi, pek çok saf insanı kandırdıktan sonra sahte haber ürettiklerini kabul etmek yerine, bir de keşfi yapan teleskobun dev merceğinin yanan bir cam gibi davrandığını ve gözlemevinde yangın çıkardığını, bu nedenle gözlemlerin askıya alındığını söyledi!

Yaklaşık bir ay süren bir tiyatronun ardından gazete, nihayet yalan haber yaptığını kabul etti ama dünya daha çok uzun süre “Ay’da yaşayan fantastik canlılar” üzerine konuşmayı sürdürdü.

Günümüzde dünyada yaşayan hiç kimsenin yaşı The Sun gazetesinin “Büyük Ay Yalanı"nı hatırlamaya yetmez çünkü en az 189 yaşında olmak gerek. Ama bu tarihî yalanı bilenlerin sayısı da herhâlde çok azdır.

Bugün, Yerli Medya Grubu’nun ikinci gazetesi, “Aslında” adıyla bayilerde yerini alırken The Sun gazetesinin “Büyük Ay Aldatmacası”na bu köşede yer vermemin sebebi, yalan haberin tarihinin de haber kadar eski olduğunu bir nebze de olsa anlatmaya çalışmak.

Rus kozmonot Yuri Gagarin 1961’de uzaya gitti. Amerikalı astronot Neil Armstrong da 1969’da ayda yürüyen ilk insan oldu. Ve çok kısa süre içerisinde, tıpkı The Sun gazetesine şıp diye inanan insanlar gibi, Gagarin’in hiçbir şekilde uzaya gitmediğine, Armstrong’un ayda yürümediğine inanan, tüm bunların birer aldatmaca olduğunu düşünen insanlar türedi.

İbn Haldun ve yalan haber
“Hakikatin kudretine mukavemet edilemez.” diyen İbn Haldun, 1377’de yazdığı “Mukaddime”de tarihi, “bir çağa ve bir nesle has haberlerin anlatılması” olarak betimlerken, “Bir görüşe ve bir inanca bağlılık ve taraftarlık insanın ruhuna işledi mi kendine uygun düşen haberleri işitir işitmez hemen kabul eder. Bu temayül ve taraftarlık insanın basiret gözünü örter, tenkit ve tetkikte bulunmasını engeller, yalan haberi kabul eder ve nakletme durumunda kalmasına sebep olur." der.

ASLINDA... HABERİN ASLI...

21. yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamamıza bir buçuk yıl kalmışken aramızda hâlâ Dünya’nın düz olduğuna inanan ve bunu ispat etmeye çalışanlar da var; mitolojik ya da fantastik canlıların varlığı ile kafayı bozanlar da… Onların sayısı belki az ama maalesef çoğunluğun gerçekle arasına dev duvarlar ören kalın çizgileri var. Aslında gazetesi olarak yola çıkarken mottomuz, herkesin değişmeyen kalın çizgilerine rağmen bizim arkasında durduğumuz haberlerimizin sonuna koyacağımız noktadan başka bir şeyimizin olmayacağı… “Aslında ne olduğu”nu anlatırken sadece gerçekleri yazıp noktalayacağız.

Asla kandırılmayacağımızı iddia etmiyoruz; her söylediğimize hemen inanmanızı da beklemiyoruz. Ama gerçekleri size ulaştırmak için savaşacağımıza emin olabilirsiniz. Türkiye’de ve tüm dünyada basına karşı sarsılan okuyucu güvenini geri kazanmak için var gücümüzle çabalayacağız.

...

Gerçekler ve ‘alternatif gerçekler’

Sosyal ve siyasal alanda bugün artık çok popüler bir kavram hâline gelen ‘post-truth’ ifadesinin; hakikatin önemini yitirdiğini, bireylerin neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar verirken gerçeklere değil de inançlarına ve duygularına göre hareket ettiğini belirten bir ifade olarak tüm dünya dillerinde yaygınlaşması ise ancak Oxford İngilizce Sözlüğü’nün 2016’da bu kelimeyi yılın sözcüğü olarak seçmesiyle oldu. Gerçek 2016’ya gelene kadar anlamını çoktan yitirmişti, insanlar “aslında ne olduğu” ile çok uzun süredir ilgilenmiyordu ama Oxford İngilizce Sözlüğü, Amerikan Başkanı Donald Trump ve popülistlerle mücadele eden tarafta oldukları için artık bu kelimeyi literatüre sokma zamanı geldiğini düşünüyordu. Ama yine de Trump’ın danışmanı ve eski kampanya yöneticisi Kellyanne Conway’in, 2017’de Donald Trump için “alternatif gerçekler” üretmesini durduramadı.

Dünya, Donald Trump’ı ikinci kez ABD Başkanı olarak görme fikrini satın almışken postmodern çağın icadı “post-truth”un turbo modu için kemerleri sıkıca bağlama ve gerçeğe, işin aslına, haberin aslına sıkı sıkıya tutunma zamanı!..