Başbakan Ahmet Davutoğlu, TRT'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

7 Haziran'daki seçimden 1 Kasım'daki seçime kadar nelerin değiştiğinin sorulması üzerine Davutoğlu, bugün partisinin MKYK toplantısında da bu çerçevedeki konuların ele alınacağını belirtti.

Davutoğlu, Meclis Başkanı seçimi için pazarlıklara girselerdi milletin kendilerine güveninin kalmayacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"7 Haziran seçimlerinde millet bize aynı zamanda 'Kendinize bir çekidüzen verin' demişti. O anlamda da yaptırılan araştırmalarla çok geniş istişare zemini oluştu ve kongreye gittik. Kongrede eğer biz partimizin birliğini, bütünlüğünü koruyamamış olsaydık, yine istemediğimiz bir sonuçla karşı karşıya kalınabilirdi. Partimizin birliğini, bütünlüğünü koruduk, birtakım köşede, puslu havalarda bekleyenlere fırsat vermedik." dedi.

Bir başka kritik eşiğin de Suruç saldırısı olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Suruç saldırısında eğer biz gerekli tepkiyi ve kriz yönetimi bağlamında doğru bir şeyi yapmamış olsaydık, terörle mücadeleyi başlatmamış Milanobet ve kararlılıkla sürdürmemiş olsaydık, Suruç saldırısı sonrasında DEAŞ ve PKK'ya yakın unsurlar tam bir şımarıklık içinde Türkiye'yi kaosa götürebilirlerdi. Biz çok kararlı bir mücadeleyi yürüttük. 20 Temmuz saldırısı, 22 Temmuz Ceylanpınar saldırısı, arkasından şu ana kadar da terörle mücadelede mükemmel bir performans sergiledik." diye konuştu.

"Şahsi hesaplarımızı bir kenara koyalım"

AK Parti'nin 7 Haziran seçimlerinde 258 milletvekili çıkardığını, tek başına iktidar olmak için gerekli 18 milletvekili için o günlerde konuşulan transfer iddialarına kesin bir dille karşı çıktıklarını anımsatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Eğer o gün samimiyetle o şekilde davranmamış olsak, bugün 317 milletvekilimiz olmazdı. Şimdi de 317 milletvekilimiz var, referanduma gidecek bir anayasa değişikliği için bile 13 milletvekili lazım, referandum sağlamak için sayımız yetmiyor. O zaman mutlaka bir uzlaşıyla bu olacak. Yani şöyle bir algı yaratmak istiyorlar, AK Parti kendi istediği sistemi dayatmak için bu tartışmayı açıyor, bu tartışma sorularla açılan bir tartışma, yoksa bizim şu andaki birinci gündemimiz hükümeti kurmak, ikinci gündemimiz hükümet programı, üçüncü gündemimiz 3 aylık icraatlarla verdiğimiz sözleri yerine getirmek, bu arada tansiyonu düşürmek, yeni anayasayı bu çerçevede tartışılabilir bir ortam hazırlamak."

Başbakan Davutoğlu, "100 sene önce yanlış atılan adımların, 1960'larda yanlış atılan adımların Türkiye'nin önünü nasıl tıkadığını biliyoruz. Şahsi hesaplarımızı bir kenara koyalım, 50 sene sonra da yaşayabilecek bir anayasa, 100 sene sonra da o gün torunlarımızın gurur duyacağı bir anayasayı birlikte yazalım, o anayasa ister başkanlık sistemi, ister parlamenter sistem...Birlikte bir şey oluşturursak doğru yere gideriz"  değerlendirmesinde bulundu.