Bugün dünya üzerinde Müslümanlar söz sahibi olmadıkları için, Müslümanlar sürekli baskıya ve sömürülmeye maruz kalıyorlar. İslam coğrafyasında yaşanan bütün olumsuzlukların nedeni elbette ki Müslümanların kendilerinden kaynaklanmaktadır. Çünkü eğer siz akla, düşünmeye, sorgulamaya, üretmeye veda ederseniz, bu saydıklarımıza hâkim olan güçler daima size baskı uygular ve sizi sömürüye tabi tutar. Bu anlamda teknolojiden uzak olduğumuz için teknolojik güç batılıların elinde. Kullandığımız tüm sosyal medyanın mimari yine onlar. Batılılar bütün bilgilerimize hâkimler. Biz bunun neresindeyiz dersek, bizde teknolojinin fıkhı ile uğraşıp duruyoruz(!) Tabii ki şunu da es geçmemek gerekiyor. Başkan Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde Ak Parti ile birlikte Türkiye biraz dünya üzerinde söz sahibi olmaya doğru gittiği bir gerçektir. Şuan için bu emekle dönemi olarak görünüyor. Diğer İslam ülkelerinin durumu zaten ortada. İslam ülkelerinin iktidarlarına iyi yöneticiler gelirse, İslam coğrafyasının bu acı halinin tablosu değişebilir. ABD ürettiği silahları Ortadoğu’ya satıyor. Sürekli orada savaşın olmasını istiyor. Bu savaşa dur demek için, Batı’dan yardım beklemek savaşın hiç bitmemesini beklemektir. Batı dünyasının İslam ile bir kavgasının olduğunu altını çizmek gerekiyor. Batı dünyasından merhamet beklemek, cellâdına âşık olan kişinin durumuna benzer. Bizim kurtuluşumuz ve yükselişimiz kendi çabamız ve mücadelemizle ilgilidir. Bakın bu konuda Allah, Kur’an’da şöyle buyurmaktadır: “Gerçek şu ki, insanlar kendi iç dünyalarını değiştirmeden Allah onların durumunu değiştirmez” (Rad,11) Öncelikle Müslümanlar, kendi iç dünyalarında değişime karar vermeleri gerekiyor. Değişim düşünceyle birlikte başlar. Değişim ve yükseliş akletmekle birlikte başlar. Allah’ın kitabına gerçek bir bilinçle dönüşle başlar. Bugün Türkiye örneğinde görülebileceği üzere kendi hür irademizle düşünmek yerine, üstatların, efendilerin, siyasilerin, ağabeylerin nasıl düşündükleri ve nasıl karar verdiklerine tabi olmaya yolunu seçiyoruz. Bu İslam dünyasının genel bir özetidir. Bu şekilde olduğu sürece İslam coğrafyasının kaderi değişmeyecektir. Öncelikle bu durumdan rahatsız olmak gerekiyor. Üşüyen bir insan eğer, ısınmak için bir yere geçmezse asla üşümesi geçmeyecektir. Daha iyi yarınlar için mutlaka Kur’an’i bir akıl ile düşünmek ve üretmek gerekiyor.