Büluğa erme, dinde sorumluluğun başlangıç işareti olarak kabul edilmştir.  Bu durum, bu dönemin önemini artırmaktadır. Ergen, din nazarında yetişkin kişi statüsünde yer alır; o artık dinin emir, yasak, görev ve kuralları çerçevesinde davranışlarının sorumluluğunu yüklenmiş birisidir. Bu bakımdan, bu dönemin gelişim özelliklerinin çok iyi bilinmesi, gençlerin din eğitim-öğretiminden sorumlu kişiler açısından büyük önem taşımaktadır. 
Cinsel olgunlaşma ve cinsel dürtüleri denetim altına alma, cinselliğe karşı sağlıklı tutum geliştirme, karşıt cinsle olan ilişkilerinde ölçülü olabilmeyi sağlar. İslam dini evlilik dışı ilişkileri kesinlikle yasaklamış ve haram kılmıştır, insanı zinaya götürecek söz ve davranışlardan uzak durulması istenmekte ve şöyle buyurulmaktadır: “Zinaya yaklaşmayın, çünkü zina son derece çirkin bir iş ve çok kötü bir yoldur. (İsra 17/32)  Allah’ı ve Peygamberini seven, dinî duyarlılığı bulunan gençler, Allah’ın bu yasağına uyarlar. İnanç, ibadet ve ahlakî görevlerini yerine getirirler.  Böylece dünya ve ahiret hayatında mutlu, huzurlu yaşarlar. 

Duygusal Gelişim
Ergen sevmek ve sevilmek arzusu içindedir. Ergenin duygusal dünyasında bazı çelişkiler dikkatimizi çeker. Yalnızlıktan duyulan hazzın yanı sıra, bir gruba katılma özlemi, yetişkini hor görme ama ona dayanma, endişe ve umutsuzluğa karşın geleceğe coşkuyla yöneliş, bu evrenin belirgin çelişkili duyguları arasında sayılabilir. Ergenin duygusal tepkilerini etkileyen başlıca faktörler sağlık durumu, zekâ düzeyi, cinsiyet, okul başarısı ve sosyal kabul düzeyidir. Özellikle sağlık koşuluyla duygusal tepkiler arasında önemli bir ilişki vardır. Kötü sağlık koşulları bünyeyi aşırı duygusal kılabilir.
Bir gün önce çok neşeli görünen genç, diğer bir gün üzüntülü ve karamsar, içine kapanık mutsuz olabilir. Bu dönemde duygular ergenin tüm yaşamında etkili olurlar. Küçük bir kırıklık ergenin yakın çevresindeki ilişkilerini doğrudan etkiler. Duyguların şiddetlenmesi sonucu, gerginliğin doğurduğu belirli alışkanlıklar görülür. Bu alışkanlıklardan en yaygın olanı, iyi uyum sağlayamayanlarda görülen tırnak yeme alışkanlığıdır. Gerginlik azaldıkça ve genç dış görünüşüne önem vermeye başladıkça, tırnak yemede de belirgin bir azalma görülür.   Ergenlik dönemin en belirgin özelliği,  duyguların çok hızlı değişmesidir. Neşeli ve mutlu bir durumda iken bir anda karamsar ve mutsuz bir havaya bürünebilir.

Sosyal Gelişim
Sosyal gelişme, kişinin içinde yaşadığı toplum tarafından kabul edilebilir biçimde davranmayı öğrenme sürecidir. Çocuğun diğer insanlarla olan sosyal ilişkilerinin nasıl olacağı hayatın ilk yıllarındaki öğrenmelerine bağlıdır. İnsanlarla sıcak ilişkiler kurmaktan hoşlanan çocuklar bu davranışı öğrenme ile kazanırlar. Bu bakımdan anne-baba ve diğer yetişkinlerin sosyal davranışları çok önemlidir. Çocuğun tek çocuk, ortanca veya büyük çocuk olup olmadığı, kardeş sayısı, cinsiyeti, ailenin büyüklüğü, ailenin katıldığı sosyal deneyimlerin kalitesi, eve misafir gelişi, misafir ağırlama biçimi, ebeveynin evdeki misafire takınması gereken tavır, ailenin sosyal, ekonomik ve kültürel seviyesi hep topluma uymasını, sosyalleşmesini etkileyen belli başlı faktörlerdir. Aralarında çok yaş farkı olan kardeşi olma, sosyalleştirmeyi güçleştirebilir. Kardeşlerin ve ev halkının hep aynı cinsiyetten olması karşı cinsle ilişki kurmayı güç hale getirebilir. Genç, tutum ve davranışlarını örnek alacağı, kendisi ile özdeşleşeceği model kişilere ihtiyaç duyar. Ergen için en etkili örnekler kendi anne ve babasıdır. Anne-babası ile iyi ilişkiler içinde bulunmaması halinde gencin bu modelleri, uygun olmayan kişilerden seçmesine yol açar, bu da ergenin gelişmesinde problemlre neden olabilir. () Dolayısıyla anne ve babanın ergene güven vermesi ve aralarındaki diyalogu en iyi biçimde sürdürmesi gerekir.