Evlilik için aradığımız vasıfl arın çoğu karşı tarafta var ise, karar vermek için yeterli sayılabilir. Lüzumundan fazla ince eleyip sık dokuyan, kendine bir türlü aday beğenemeyen, kolay kolay evlenemez. Müstakbel eşler birbirinde aradıkları vasıfl arı bulurlarsa, sonraki devreler için iyi bir başlangıç teşkil eder. Bulunması zaruri lazım olan vasıfl ar yoksa “ben seviyorum” diyen gençlerin, bu yolda şuursuzca hareketlerle ebeveynlerini üzmeleri çok yanlıştır.

Ana-babalar da, aranan vasıfl ar var ise sebepsiz yere mesela maddî menfaatler yüzünden gençlerin evlenmesine mani olmamalıdır. Aşırılıktan uzak durmak gerekir. Dört dörtlük bir talip bulmak zor, hatta imkânsızdır. Unutmamalı ki, kusursuz dost arayan dostsuz kalır; noksansız eş arayan eşsiz kalır.

Kısaca, Allah için evlenen kimse Allah’ın dostluğunu hak eder. Hz. Peygamber (s.a.v) şu müjdesi yuva kuran her mümine yeter: “Her kim Allah Teâlâ’nın rızâsını kazanmak için evlenir veya evlendirirse, O’nun velâyetini (dostluk ve korumasını) hak eder.” (Ebû Davud, Sünnet 1) Dolayısıyla, insanların hayırlısı Allah için evlenen ve evlendirendir.

EVLENMEMEK VEYA GEÇ EVLENMEK

Yüce Allah Kur’ân-ı Kerim’de: “Size, onlarla huzur ve sukunete ermeniz için, kendi cinsinizden eşler yaratması, aranızda sevgi ve merhamet var etmesi, O’nun kudretinin alametlerindendir. Bunda düşünen bir toplum için işaretler vardır.” (Rûm, 30/21) buyurmuştur.

Evli çiftler arasındaki sevgi, merhamet ve bağlılık, Yüce Allah’ın kudretinin bir eseridir. Kainatın‘ilk aile yuvası cennet’te kurulmuş, ilk evlilik de ilk Peygamber Hz. Âdem ve yaratılan ilk kadın Hz. Havva arasında gerçekleştirilmiştir. Bu sebeple dünyanın, ilk kurulan en eski kurumu ‘aile müessesesi’dir. Tabiî ki, bir Müslüman için evlilik ve aile çok önemlidir. Günümüzün insanı, artık evliliği genç yaşta değil, geç yaşta düşünmeye başlıyor.

Yapılan istatistikler Türkiye’de evlilik yaş ortalamasının her geçen gün arttığını gösteriyor. 2012 verilerine göre evlilik yaş ortalaması 27’yi geçti. Eskiden 20’li yaşların başında evlenen kadınlara bile ‘Geç kaldın’ deniliyorken şimdi bu kural değişti. Artık kadınlar da erkekler gibi çalışma ve mesleklerinde yükselme hırsı içinde olduklarından, kariyere giden yolun ilk yıllarında kimsenin evliliğe ayıracak vakti yok. Günümüzde geçmişteki gibi 25 yaş öncesi genç evlilikler değil, 30 yaş üzeri birliktelikler moda.

Kariyer, eğitim ya da özgürlük gibi çeşitli sebepler, evliliği hep başka bahara erteliyor. Evlilik yaşı geldiğinde evlenemeyenler ileriki yaşlarda yuva kurmakta daha çok sıkıntı çekerler. O yaşa kadar yalnız yaşayan kişiler tek başlarına yaşadıklarından bir arada yaşama konusunda zorlanabilirler. “Okul bitirme, iş sahibi olmayla beraber ailelerin evlilik sürecindeki yoğun talepleri evlilik yaşının ilerlemesinde etken oluyor.

Söz ettiğimiz tüm sakıncaları göz önünde bulundurduğumuz zaman evliliği kolaylaştırma konusunda ailelerin üzerlerine düşenleri yapmaları gerekiyor. Evliliklerin zorlaştırılması evlilikleri çok olumsuz yönde etkiliyor. Belki başlık parası pek kalmadı ama altın isteme, lüks eşyalarla döşeli bir ev, gibi şeyler üzerinde duruluyor.