Müslüman genç ahlakî ve manevî değerleri ön plana almalıdır. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurur: “Cömert ve güzel ahlaklı bir genç; cimri ibadet eden, kötü ahlaklı bir yaşlıdan Allah’a daha sevimlidir.”6“Sizin hayırlınız ahlâkça en güzel olanınızdır.”7 Din güzel ahlâktır. Dinimiz her zaman güzel ahlâklı olmamızı ister.  Çünkü güzel ahlâk, mutlu olmayı sağlar. Gençlerimizin hayatına aktarmamız gereken önemli husus ahlaki ilkelerdir. Ahlaksızlık bir insan için en büyük yıkımdır. Bu yıkım hem maddi alanda,  hem de manevi alanda gerçekleşmektedir. “Muhakkak ki Allah adâleti, ihsanı (güzel davranışı) ve (muhtaç olan) akrabaya yardım etmeyi emreder; haksızlıktan, fenalıktan, zulüm ve azgınlıktan men eder; iyice anlayıp tutasınız diye size böylece öğüt verir. “(Nahl, 16/90) Âyette, her türlü güzel davranış (ihlâs, doğruluk, sabır, şükür, tevbe, takva, adalet, kanaat ve cömertlik gibi iyi davranışlar) emrediliyor. Her türlü kötü davranışlar (içki, kumar, zina, haksızlık, ahlâksızlık, hırsızlık, kıskançlık, cimrilik, israf, gıybet, dedikodu, iftira ve yalan gibi) kötü davranışlar da yasaklanıyor. Dinimiz güzel ahlâk sahibi olmamızı ve kötü huylardan da kaçınmamızı istiyor. Anne Babya İtaat Eden Genç

Ana-baba hakkı da çok önemlidir. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Ana-babana ‘öf’ bile deme, onları azarlama (bağırıp, çağırma). İkisiyle de güzel konuş.” (İsrâ, 17/23) Ana-babanın kalplerinin kırılmaması gerekir. Hz. Peygamber (s.a.s), “Anne ve babası, yanında ihtiyarladığı halde onları râzı ederek Cennete giremeyen kimsenin burnu yere sürtülsün”8 buyurmuştur. Âyet ve hadisler­den görüldüğü gibi anne ve babaya iyi davranılması, onlara karşı gelinmemesi gerekmektedir. Yüce Rarbimiz şöyle buyurur: “Onlara merhamet ve tevâzu kanadını ger ve de ki: Ey Rabbim, nasıl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, Sen de onlara öylece merhamet buyur.” (İsrâ: 23-24) Gençler, anne-babaya karşı çok iyi davranmalı ve onları üzmemeye gayret etmelidir.

Kötü alışkanlıklardan

sakınan genç

Allah’ın emirlerine sarılıp günahlardan kaçınmak büyük bir fazilettir. Hele bu, gençlik yıllarında gerçekleştirilmişse, her türlü takdirin üstündedir Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle der: “Allah kötülüğe iltifat etmeyen genci, emsallerine üstün tutar.”9 “Allah, gençliğini Allah’a itaat yolunda geçiren genci sever.”10 “Ey iman edenler, Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin ve kendi (yaptığınız) amellerinizi geçersiz kılmayın.” (Muhammed, 47/33)

Dinimizin temeli Allah’a ve Rasûlü’ne itaat esasına dayan­maktadır. Günümüz gençliğine baktığımızda azgın bir hırs ve büyük bir tutku içerisinde dünyaya yönelmektedirler. Zevk, keyif ve eğlence peşinde koşmaktadırlar. Dünyevîleşen günümüz gençliği, nefsini tatmin için her türlü yola başvurmaktadır. Sigara, içki, kumar ve uyuşturucu, zina, hırsızlık, yalan, hile, aldatma gibi zararlı alışkanlıklar, kötü davranışlar edinmektedirler. Böylece hem kendilerine hemde başkalarına zarar vermektedirler. “Ve siz, mutlaka (dünyada) yaptığınız şeylerden sorumlu tutulacaksı­nız.”(Nahl, 16/93) “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı kötülük yapmışsa onu görür.” (Zilzal, 99/7-8) Tabii ki, iyiliklerin faydası kötülüklerin zararı görülecektir. Dolayısıyla Müslüman genç, Sigara, içki, kumar, uyuşturucu, zina, hırsızlık, yalan, hile, aldatma ve iftira, gıybet, dedikodu, haset gibi dinin haram kıldığı bütün zararlı alışkanlıklardan, kötü davranışlardan uzak durmalıdır.