Gelelim 3- Alkol maddesine. 
Numan Kurtulmuş, HAS Parti Genel Başkanı iken Ocak/2011 tarihinde bir basın toplantısında diyor ki;
“AK Parti yönetiminde içki tüketimi azalmış değil, içki tüketimi 4 katı artmış. İçkiye başlama yaşı on bire düşmüş.” 
Binali Yıldırım ile 14.3.2014 tarihinde yapılan bir tv programında diyor ki;
“Tekirdağ’da 2 rakı fabrikası vardı, şimdi 18 tane oldu. Bir rakı markası vardı şimdi 7 marka oldu.”
31.Mart.2019 İzmir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekçi  “İzmir’de şarap üretimini destekleyeceğim. Bu bir ekonomidir, ticarettir. Ben Diyanet İşleri Başkanı değilim. Orası beni hiç ilgilendirmez.” dedi.
Vay be!
Bizlerde İslâm’ın hükümlerinin yalnız, Diyanet İşleri Başkanlığı’na gelmiş olduğunu böylece Nihat Zeybekçi’den öğrenmiş olduk (!).
Şimdi bunların bizleri getirdiği sonuca, yani ülkemizin ahlâk karnesine bir göz atalım.
2002-2015 yılları arasında yani 13 yılda devletin resmi bilgilerine göre;
Fuhuş  % 790, Uyuşturucu bağımlılığı % 678, Cinsel istismar % 434, Adam öldürme % 261, Boşanmalar % 37 artmış.
Demokrasilerde, fuhuş, kumar ve alkol kullanımı demokratik ve bireysel haklardır. Hükümet ve sivil toplum örgütleri, İslamî gündemi ortadan kaldırır, demokratik gündemi merkeze oturtturlarsa olacağı budur. Başka ne beklenebilir ki? Yazık çok yazık.
Unutmayalım ki, milletimiz, bunların hepsini bir kenara not alıyor. 
Kur’an’ı Kerim’de diyor ki:
Bir toplumu yok etmek istediğimizde, onların refaha gömülmüş seçkinlerine son uyarılarımızı iletiriz ve onlar eğer günahkârca yaşamaya devam ederlerse cezalandırıcı yargı artık o toplum için kaçınılmaz olur ve biz de onu darmadağın ederiz. (İsra,17/16)