Dünyevileşme Tehlikesine
Karşı Dikatli Olmalı      
Dünyevileşme; İnsanın kendisini dünyanın çekiciliğine kaptırması, onun esiri konumuna gelmesidir. Dünyevîleşme, dünyaya aşırı meylin olduğunu, nefsin arzuları çerçevesinde hareket etme şeklinde görülmektedir. Dünyevîleşmenin tezahürlerine baktığımızda şunları görüyoruz: İnanç zayıflığı, ihlâs eksikliği ve amelsiz iman anlayışı. Namaz, oruç, zekât ibadetlerinin terk edilmesi… Ahlâkî çöküntü, lüks yaşama arzusu, modaya uymak… Bütün bunlar doğal olarak aşırılığa ve israfa neden olmaktadır. Gençlik, aşk,  para, eğlence ve top peşinde koşmakta ve bunlarla kendini ispatlama çabasındadır. Tesetür konusnda da dünyevîleşme söz konusudur. Tesettür; kadınların eli, yüzü, ayakları dışındaki vücutlarının bütün organlarını belli olmayacak şekilde örtmesidir. Bu örtünme yabancı erkeklere karşı örtünmedir. Bu çarşaf, bol ve uzun pardesü, manto vs. olabilir. Önemli olan vücut hatlarının belli olmamasıdır. Örtünmenin amacı başkalarının bakışlarından korunmak ve meşrû olmayan cinsel isteklerden sakınmaktır. Tesettür; vücut hatlarının belli olmaması ve câzibeyi gidermek içindir. Zaten tesettür câzibeli, çekici olmamaktır. Tesettür, sadece başı kapatmaktan ibaret değildir. Bazı genç kızlar da makyaj yapıyor, parfüm kullanıyor bu sayede de câzibeli olmayı artırıyorlar. Bu şekilde sadece baş örtmekle tesettür olmaz. Tesettür alanında yaşanan yozlaşmaya, tesetür defileleri de katkı sağlamaktadır.

İnsanlara İslami Davet Yapmalı
“Ey insanlar! Kendinizi ve ailenizi (yakınlarınızı) yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten (cehennemden) koruyun.” (Tahrim, 66/6)  Allah’ın emrettiklerini yaparak ve yasak ettiği günahlardan sakınarak kendimizi ve yakınlarımızı cehennem ateşinden korumaya gayret etmemiz gerektiği gibi, aynı şekilde diğer insanların da cehennem ateşinden korunmaları için gücümüz yettiği ölçüde onları da hakka çağırıp bâtıldan sakındırmaya gayret göstermeliyiz… Çünkü Rabbimiz Allah şöyle buyuruyor: “Mü’min erkekler, mü’min kadınlar birbirinin velileridir (dostları ve yardımcılarıdır), iyiliği emrederler (hakka çağırırlar), kötülükten alıkorlar (bâtıldan sakındırırlar). Namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah’a ve Rasûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir.” (Tevbe, 9/71) “(İnsanları) Allah’a çağıran, iyi iş yapan ve ‘Ben müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?” (Fussilet, 41/33) Allah’a dâvet; hakka, doğruya, iyi, faydalı, İslâmî olan işlere dâ-vet...  “Allah Teâlâ’nın, senin sebebinle bir tek adama hidâyet etmesi, senin için dünyadan da, dünyanın içindeki şeylerden de daha hayırlıdır.” İşte köşeyi dönmek böyle olur. Âyet ve hadis’te görüldüğü gibi, hakka çağırmanın ve bâtıldan sakındırmanın önemi anlaşılmaktadır. Tabiî ki, İslâm dâvetçisinin önce İslâm’ı doğru bir şekilde öğrenmesi ve öğrendiğini uygulaması, sonra da tebliğ etmesi gerekir.   Çünkü günümüz gençliği İslamın dışındaki düşünce ve davranışları benimseyebilmektedir. Bu nedenle gençleri, ataizm, deizm gibi yanlış inançlardan  ve  içki, uyuşturucu kumar,  filört, zina gibi kötü alışkanlıklardan sakındırmaya çalışmalıyız.  

Cennette Herkes Genç Olacak
Yüce Allah, âhirette mü’minleri ebedî kalmak üzere cennetle mükâfatlandıracaktır. Cennet, yüce Allah’ın, mü’min kulları için sayısız nimetlerle süslediği huzur ve mutluluk yeridir. “İman edip yararlı iş yapanlara gelince, onlar da cennetliktirler. Onlar orada devamlı kalacaklardır.” (Bakara, 2/82) Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurur: Cennet ehli, Cennette 33 yaşında olacaklardır.  “Cennette, sizin için sağlık vardır; Artık ebediyen Hasta olmayacaksınız. Sizin için hayat vardır; Artık ebediyyen ölmeyeceksiniz. Sizin için gençlik vardır;  artık ebbediyyen ihtiyarlamayacaksınız. Sizin için nimetler  (zenginlik)  vardır; artık ebediyyen fakirleşmeyeceksiniz.”  “Aziz ve Celil olan Allah: ‘Ben iyi kullarım için cennette hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve insanın kalbinden bile geçmeyen nimetler hazırladım’ buyurdu.”  Cennet en mükemmel yerdir. Gerçek mutluluk sadece cennettedir!