Aslında bu yazıyı kendisi öldükten sonra yazmayı düşünmüştüm... Fakat sonrasında; ‘’Kafir dahi olsa  ölmüş bir insanın arkasından konuşmak caiz değildir!’’ sözünü hatırlayarak vazgeçtim ve (Ölmeden önce...) yazmak istedim.  Hem belki bu sayede birileri tarafından bu yazı kendilerine  ulaştırılır da; vaazlarıyla (!) yazdığı din kitaplarıyla (!) verdiği konferanslarla bu milletin imanını çalarak memleketi nasıl felakete sürüklediği yüzüne, gözüne ölmeden önce  çarpılır! 
Evet, bahsettiğim bu iman hırsızı kişicik; ünlü düşünür, felsefeci (Doğru kelimeler kesinlikle bunlar- asla din alimi değil-) Yaşar Nuri Öztürk’tür.
Yıllardır kendi ideolojisine  hizmet eden kanalların ve kişilerin, programlarına katılıp, kendi uydurduğu din kurallarını halka empoze ederek binlerce kişinin imanını çalan sonrada ‘’Deis’’ olduğunu açıklayan bu düşünürümüz, bu felsefecimiz; şu an ölümle pençeleşmekte!
Hiç üzülmedim!
Neden mi?
‘’Namaz bu ümmetin başına bir beladır!’’
‘’Baş örtüsü zorunlu değildir!’’
‘’Kabir azabı yoktur!’’
‘’Oje ile alınan abdest geçerlidir!’’
‘’Ölünün arkasından Kuran okunmaz!’’
‘’Faiz haram değildir!’’
‘’Sünnet denilen  cerrahi operasyonun  Kuran’da yeri yoktur!’’
‘’Cünüplük hali namaz kılmak, Kabe’yi tavaf etmek dışında hiç bir şeye mani değildir!’’
Gibi, gibi, gibi... Daha nice  rezil, alçak, utanmaz bir şekilde İslamiyete aklınca reform getiren, getirmeye çalışan Yaşar Nuri Öztürk!
Allah sana şifa versin! Demeye gerçekten dilim varmıyor....
Neden mi?
Çünkü sen!
Yaşadığın müddetçe; cahil Müslüman halkın imanını çalmaya devam edeceksin! 
Çünkü sen!
Yaşadığın müddetçe;  Ayetleri, Kuran-ı Kerim’i yalanlayarak,  Masonluk yapmaya ve İngilizlerin maşası olmaya devam edeceksin!
Çünkü sen!
Yaşadığın müddetçe; ‘’Namaz bu toplumun başına beladır! diye fetvalar vermeye, dolayısıyla  ‘’ Bu TOPLUMUN BAŞINA BELA OLMAYA’’  devam edeceksin!
‘’Benim DNA’mı değiştirme hakkını, ben kimseye vermiyorum!’’ şeklinde demeçler veren; Yaşar Nuri Öztürk düşünürümüz;
Sen İslamiyetin DNA’sını değiştirme hakkını kendinde nasıl görebiliyorsun?
Ayetleri, Hadisleri nasıl, ne hakla yalanlayabiliyorsun? Bakın Yaşar Nuri Öztürk ve onun gibiler için Ayette  ne deniliyor!  Onlar, (önce) iman ettiler, sonra (iman ettik dedikleri gerçeği/gerçekleri) inkar ettiler. Bu yüzden kalpleri (anlayışları) mühürlenmiştir! Bu yüzden, onlar artık hiç kavrayamazlar!. Onları gördüğün zaman kalıpları (görünüşleri) senin hoşuna gider, beğenirsin. Konuştuklarında (onları adam zanneder) sözlerine kulak verirsin. Gerçekte ise onlar, âdeta giyindirilip, duvara dayatılan, içi boş kütüklere benzerler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. (İslam’a ve Müslümanlara) gerçek düşman işte onlardır. Onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (imandan) SAPTIRIYORLAR!
Sonuç olarak...
Yaşar Nuri Öztürk;
Sen iyi bir masonsun!
Başarılı bir İngiliz ajanısın!
Hatta Yunan Felsefecilerine taş çıkartacak derecede idealist bir felsefecisin!
Ve hatta hatta Yüce bir Materyalistsin!
Fakaaaaaat!
Asla ve asla bir ilahiyatçı, bir din alimi değilsin! Olamazsın!
Bir kere şu sorgulanmalı;
‘’Ben Deistim!’’ diye açıklama yapan biri bu ülkede daha hala nasıl, hangi mantıkla ‘’Ünlü ilahiyatçı’’ sıfatıyla lanse ediliyor?
 Öldükten sonra (Yani arkandan) konuşmayacağım! 
Bu seninle ilgili ilk ve son yazımdır!
Bu sebeple Sen hala yaşıyorken taziyelerimi bildirmek istiyorum...
TOPRAĞIN BOL OLSUN!
IŞIKLAR İÇİNDE UYU!