Maalesef çocukların intikamı daha da korkunç olacaktır. Hiç merak etmeyin onlar da bizleri huzur evlerine teslim edeceklerdir. Çünkü onların da yetiştirmeleri gereken sürüyle işleri vardır ve zamanları da çok azdır. Ayakları altında bakacakları başka insan istemezler.
Çünkü biz ana olarak görevimizi yapmadık. Çünkü biz ana olarak paylaşmayı ve fedakârlığı öğretmedik. Çünkü biz ana olarak sıcak aile denilen ortamı onlara yaşatmadık. Haliyle ne ekersen onu biçersin.
“Ben senin için gecemi gündüzüme kattım, gençliğimi harcadım” dememiz beyhudedir. Hayır, doğrusunu söylemek gerekirse biz onlar için çalışmadık, kendimiz için çalıştık. 
Günümüz anlayışı; anneliği hor görmektedir. Hatta bir çok kadın yaradılışının aksine kadınlığı bile hor görmektedir. Bazı kadınlar kadın olmaktan utanıp erkekleşmişler, erkek rolüne talip olmuşlardır. 
Erkekler gibi yaşamaya çalışmakta, erkekler gibi iş hayatının peşinden koşmaktadırlar. Haliyle erkekler doğurmadığından onlar da doğurmak istememekte yahut bunu ertelemekte veya bir çocukla iktifa etmektedirler. Bu çocuğa bile bakmaktan aciz kalmakta, bakıcılara veya kreş köşelerine emanet etmektedirler.
Kadınlarımız, analarımız kapitalist sömürü sisteminin kurbanı olduklarını görememektedirler. Bu modern kapitalist dönem; tüketim canavarlarını ortaya çıkarmakta bu acımasız sistemin esiri ise öncelikle kadınlar olmaktadırlar. Güya kapitalist sistem merhametli olup çocuklara bakmayı üzerine almaktadır. Çünkü burada bile bir para kokusunu almaktadır. Kreşlerde ana kucağına hasret yavrular bir yanları yaralı büyümektedir oysa.
Yaralı olan aslında bu yavrular değil toplumdur, kadınlarımızdır. Kadınlarımızı anne yapabilirsek aslında toplumu kurtarmış oluruz. Kadınlarımız, öncelikle anne olmaları gerektiğini bilmelidirler. Anneliğin en kutsal meslek olduğunu idrak etmelidirler. Cennet annelerin ayaklarının altındadır lakin bu modern yaşamın kurbanı olan annelerin değil.

Çocuklarını cehenneme bir odun olarak hazırlayan anneler nasıl cennete yakın olabilir ki. İlk eğitim anne tarafından verilmekte, geleceğin sağlıklı ve huzurlu olması annenin sağlıklı ve huzurlu olmasıyla orantılıdır.Fakat,annelerimiz mutlu değildir. Onlar, annelik rolünü sindirememektedirler. Onların gözleri dışarıdadır. Onlar, erkeklere özenmektedirler. Onlar için iş ve kariyer öncelikli sorun haline gelmiştir. 

Kadınlarımıza anneliği tekrar hatırlatmalı, anneliğin ulvi ve kutsal yönüne tekrar dikkat çekilmelidir. Anneliğin bir kadın için paha biçilmez bir nimet olduğunu anlatmalı, çocukları ile ilgilenme sürecini azaltmamalıdır. Eğer yaşlandığımızda torunlarımızla birlikte olmak istiyor isek; erken anne olmak gereklidir. Huzurlu yaşamak için huzur evlerinde değil, sıcak aile yuvasında çocuklarımıza zaman ayırmak zorundayız.

Unutmayalım ki o çocuklarımız sürekli büyüyorlar. Onların çocukluk günlerini bir daha göremeyeceğiz. Kucağımıza alıp seveceğimiz günler sayılıdır. Bu sayılı kısa günlerde onları bol bol kucağımıza almalı, bol bol koklamalı ve bol bol sevmeliyiz. Sevgimizi onlardan esirgememeliyiz. Tam tersine sevgimizi göstermeli ve sevme konusunda cimri davranmamalıyız. Çünkü çocuklar sevgi ile büyürler.