Askerlik tarihinde ender görülen ve tam bir vatan hainliği olan bu duruma hiç kimse ses çıkarmamıştır. Yöneticiler, politikacılar, gazeteciler ve akademisyenler; siyasi ve politik faydaları gözeterek faşist generalleri desteklemişlerdi. Hala bu iğrenç durumu eleştirmeye dahi cesaret edememektedir. Birinci ve İkinci Körfez harekatına katılmayarak yeminimizi bozmuş ve vatan topraklarını kurtarmak için ayağımıza kadar gelen fırsatları defalarca pisi pisine harcamıştık...
Kimse bu faşistlere keffaret ödetmedi. Tam tersine terfilerini çabuklaştırıp daha da yüksek rütbelere erişmesini sağladılar. Onlarda karşılık olarak; orduda ne kadar dindar asker varsa hepsini temizledi. Bahaneleri de çok ilginçti; gözünün üstünde kaşın var misali , “eşinin üstünde başörtüsü var” diyerek dünyanın en iğrenç tasfiyesini yaptılar. 
Allah’ın da bir hesabı var. İşte kurmuş oldukları tuzakta boğuldular. Yıllarca emek vererek semirttikleri faşistlerle, 15 Temmuz 2016 darbesi, son teşebbüsleri oldu. 250 Şehit pahasına da olsa bu Süfyan komitesinden kurtulma yolunda önemli bir adım attık.
Şimdi önümüze bakalım ve düşmüş olduğumuz tuzaklara bir daha düşmeyelim. Vatan topraklarını gavurlara peşkeş çeken her kim olursa olsun isterse yasa ile korunmuş dahi olsa tek tek deşifre edip vatan hainliğinin hangi boyutlara ulaştığını gösterelim. Bu konuda milletimden özellikle de gençlerden yardım istiyorum. Yoksa bu dinazorlaşmış ve tek parti hayalini kurarak bir ömür geçirmiş yalancı tarihçilerden hiç bir umudum yoktur.
Evet, kahraman ordumuz yeniden İdlib’de. Şanlı sancağımız yeniden ecdad yadigarı topraklarda dalgalanıyor. Bundan sonra Esed rejiminin kısa zamanda yok olması için gayret göstermemiz gerekiyor. Zaten Suriye’nin neredeyse tamamına yayılmış küçük bir Nusayri azınlığının emri altındaki Suriye Ordusundan herhangi bir tehdit kalmamış durumdadır. Çocuk yaştaki gençleri askere alıp son nefesini yaşayan bu zavallıları üzülerek söylemek gerekir ki, korkunç bir katliam bekliyor. Çünkü zalimin sonu hep böyle olmuştur. 
Bu aziz vatan toprakları zannedersem onlara da ev sahipliği yapacak. Bolşeviklerden kaçıp Anadoluya sığınan beyaz Ruslar ve daha nice kavimler gibi onları da misafir edeceğiz. Bu anadolu toprağı binlerce yıldan beri daima göçmen insanların sığındığı bir yer olmuştur.
Bu sözlerim kuru iddia değildir. Biraz işin detaylarını inceleyen her insan bu iddialara katılacaktır. Zira zulüm ile abad olunduğu nerede görülmüş. Hele hele çok küçük bir azınlığa sahip Esed yönetiminin yerinde kalmasını kim iddia edebilir?
İran, kara ordusu ile, Rusya hava ordusu ile Esed rejiminin ömrünü sadece bir kaç yıllığına uzatabilir. DAEŞ terör örgütü sayesinde bu kadar ayakta kalabilen Esed yönetimi çok yakında Cehennem olup gidecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.