Hırslarının esiri olan dünya ülkeleri, büyüdükçe büyümek ve kendinden küçük ülkeleri sömürmekle meşgul. Öbür tarafta ise yani dünya devlerinin kendi çıkarları peşinde koşmaktan unuttuğu mazlum ülkeler, insani dram yaşıyor. Zor günler geçiriyorlar. Açlık, kuraklık, iç savaş, şiddet ve terörün hedefi durumunda olan yüzbinlerce belki de milyonlarca insan, her an ölümle burun buruna yaşıyor. Bir bakalım bu mazlum ülkereler; mesela Burundi, Afrika’nın orta kesiminde yer alan bu ülke bir takım oyunlarla gerçekleşen 12 yıldır iç savaş halinde yaşıyor. Ülkede 3 milyon insan yaşıyor . Bu insanlar acil yardıma muhtaç. Birleşmiş Milletlere göre adamlar üşenmemiş bir hesap ortaya koymuş. Burundi’nin normale dönmesi için 74 milyon dolara ihtiyaç var. Peki yardım için birşeyler yapıyorlar mı? Nerde. Hani bir kaç bin dolar yardımda bulunalım diyemezler. Ceplerinde sanki akrep var. Ne olur yani sanki biraz yardımda bulunsanız. Olmaz. Dünya ayıplar, sonra ne der? Karar çıkacak da o da gösteriş için belki?

Başka bir Afrika ülkesine geçelim; Kamerun. Evet bu ülkede milyonlarca insan aç ve susuz olduğu halde ayakta durmaya çalışıyorlar. Çocukların durumu çok vahim, burada da 3 milyon insan derhal yardıma muhtaç. Burada da insanların rahata kavuşması için 310 milyon dolarlık bir yardıma ihtiyaç var. Yokluğun ve şiddetin mekanı durumundaki Orta Afrika Cumhuriyeti’nde bir taraftan iç savaş, bir taraftan tecavüz sahnelerinin artışı ve ırkçı saldırıların her geçen gün fazlalaşarak çoğalıyor. Bu ülkede  de en az 2 milyon kişi bekliyor.
Altyapısı oldukça zayıf olan bir Amerikan ülkesinden bahsedeceğiz. Amerika aşırı obezite ile uğraşadursun, hemen biraz ilerisinde Haiti diye bir ülke var. Doğal afetlerden dolayı bir türlü belini doğrultamayan Haiti’de 2 buçuk milyon insan kötü halde. Amerika insafa gelecekte Haiti’deki yoklukla mücadele edecek. Nerede o günler? Bakalım Amerika’nın sonu nasıl olacak?
Peki bitti mi? Hiç biter mi? Bu kadar azmış ülkeler varken, bu perişanlık biter mi? Terörün ve şiddetin hedefi olan bir başka ülke; Nijerya. Bu ülkede 8 milyon insan şiddet açlık ve fakirlikle hayat mücadelesi veriyor. Bunları bilin, bilinde ne mal olduklarını iyice belleyin.
Güney Sudan’da 5 milyon insan savunmasız evini terk eden, açlıkla mücadele eden bu insanlar herhangi bir yerden gelecek yardımı bekliyor. 2011’de Sudan’dan ayrılan Güney Sudan, iç savaş açlık ve soykırım tehlikesi ile yüzyüze. Yıllardır Uluslararası kurumlar bu ülke hakkında rapor hazırlıyor, ama kaç para. Maalesef, raporlar ne oluyor? Nerelere gidiyor? Bilmiyoruz. Onlara müdahale edilmediği bir gerçek. Bu ülkede 2 milyon kişi göçe zorlandı, bu arada on binlerce kişide hayatını kaybetti.
Birde yarıdan fazla insanın ölümün kıyısında yaşadığı Yemen var. 2015’ten bu yana devam eden çatışmalar Yemen halkını felakete sürüklüyor. 7 milyon kişi açlığın en çok hissedildiği ülkelerden biri olan Yemen’de 10 milyon çocuk ise acil insani yardıma muhtaç.
Sanırım bu kadar üzücü haber yeter. Dünya bu halde, insanlık arayış halinde. Bu ülkeler bir lokma ekmeğe, bir yudum suya hasret. Bu çarpıklık nereye kadar gidecek? Bu mazlumların ahı elbet aheste aheste çıkacak.
Dünya’daki muhacirlere tavır alan, ülkesine gelmesine bile katlanamayan bu gaflet içindeki devletler, her gün daha fazla kazanayım ve günümü gün ederek yaşayayım derdinde. Peki bunun bir hesabı olacak tabiki.Bu böyle kalmayacak. Herşey kayda geçiyor.
Peki biz ne yapıyoruz? Bizler TİKA ve Türk Kızılayı ile ve diğer yardım kuruluşlarımızla dünyanın bir ucundaki mazlumlara bir tas sıcak çorba verebilmek ve onların su ihtiyaçlarını karşılamak için su kuyularını açmak için gecemizi gündüze katarak yetişebildiğimiz kadar müdahale etmeye çalışıyoruz. Yeni Türkiye’yi artık herkes benimseyecek. Evet dünyanın en uzak yerinde olan mazlumlara el uzatan bir Türkiye var. Evet, az kaldı. Bekle bizi dünya geliyoruz. Huzuru ve mutluluğu Allah’ın (cc) izni ile sizlere sunmaya geliyoruz.