Zeka puanı IQ ile gösterilir.
IQ %70-80 arası sınırda zeka geriliğidir.
IQ %50-70 arası hafif derece, 
IQ %35-50 arası orta  derece, 
IQ %25-35 arası ağır derece, 
IQ %25’in altı ağır derece zeka geriliğidir.
Zeka geriliği %5 sıklıktadır. %4 hafif zeka geriliği, %1’i ağır zeka geriliğidir. %60 nedeni submikroskopik subtelomerik mikrodelesyon sendromlarıdır. %30 nedenide genetik ve kromozomal sendromlar ve metabolik hastalıklardır.  
Genetik ve kromozomal nedenlerden en sık görülenleri frajil-X sendromu ve Down sendromudur. Frajil-X sendromu erkelerde kadınlara göre daha sıktır.  Başları büyük, kulakları kepçe şeklinde, sivri çeneleri olan çok espirili çocuklarıdır. Dil gelişimi ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tedavisi yapılır.
Down sendromlu çocuklar çekik gözlü, gevşek, enseleri kalın, başları küçük olan çocuklardır. Kalça çıkıklığı, boyun gevşekliği, %50 oranında görülen kalp defekti, B12 vitamin eksikliği, hipotiroidi tedavi edilir. Lösemi gelişme riski arttığı için 6 ay-yılda bir kan sayımı kontrolü ile down sendromlu çocuklar izlenmelidir. Akraba evliliği olan ailelerde en sık görülen metabolik hastalık hipotiroidi, fenilketonüri, homosistinüridir. Diğer durumlar B12 vitamini, D vitamini ve demir eksikliğidir. Hipotiroidili çocukların derileri gevşek, kuru, saçları kaba-seyrek, yüzleri şişdir. Genelde sakar, yere düşen çocuklardır. Çok üşürler. Fenilketonürili çocuklar başları küçük, sarı saçlı, küçük çişleri pis kokan, yüzde döküntüleri olan çocuklardır. Homosistinürili çocuklar koca kafalı, yanakları pembe, gevşek çocuklardır. B12 vitamin eksikliği olan çocuklar gevşek, bacakları çok moraran, başları büyük, gözlerinde şaşılıkları olan çocuklardır.
Demir eksikliği olan çocukların el ayaları, yüzleri soluk görünür.Bazen saç dökülmeside görülebilir. D vitamini eksikliği olan çocuklar gevşek, ön bıngıldakları geniş, dişleri geç çıkan, dişleri çürüyen, geç ve paytak yürüyen çocuklardır. Bunlarda çok üşür.  %5 zeka geriliği nedenide nörolojik hastalık olan absans epilepsi, ESES (Elektriksel status epileptikus) ve maalesef doğu illerimizde sık gördüğümüz SSPE (Subakut Sklerozan Panansefalit)’dir.
Çok nadir görülen hastalıklar ise vücutta birkaç adet kahverengi ya da beyaz lekeye eşlik eden nörokutanöz hastalıklar; dirençli nöbet ve baş çevresi küçüklüğünün görüldüğü beyin malformasyonlarıdır.
Absans epilepsi 5-15 yaşları arasında kızlarda daha sıktır. 30 sn’yi geçmeyen dalma atağı olur. 
Çocuğun yüzü bu nöbet sırasında kukla gibidir. Yani sesli uyarana ve ağrılı uyarana çocuk tepki vermez. Konuşmaz, hereket etmez. Nöbet bittikden sonrada örneğin yazı yazıyorsa bu aktiviteye devam eder.
ESES 4-6 yaşları arasındaki bir çocukda genelde kazanılmış olan zeka yeteneğinde kayıpla kendini gösterir. Örneğin 4-5 kelimeli cümle kuran bir çocuğun cümledeki kelime sayısının 2-3 kelimeye düşmesi. Örneğin normal konuşan bir çocuğun kekeleyerek konuşmaya başlaması gibi. ESES’de uyanık EEG (Elektroensefalografi) genelde normal olacağından Uyku EEG’de çekilir. ESES’e baş,tüm kol ve vücutlarda kasıma şeklinde görülen tonik nöbet dışındaki nöbetlerde sıklıkla eşlik eder.
SSPE  hemen daima kızamık hastalığı geçiren çocuklarda görülür. İlk klinik bulgu genelde ilkokul öğrencisinde görülen ders başarısında azalma, davranış değişikliğidir. Daha sonra baş düşmesi ve sıçrama nöbetleri başlar. %5 oranında psikiyatrik bozukluklar görülür. Ailenin bakım eksikliği, aile bireyleri arasında çatışma, anne yada babadan yoksun yetişme, ailedeki psikososyal baskı zeka geriliğine neden olabilir. 
2 Jokerbet yaş civarı aniden gelişen zihinsel, sosyal, iletişimsel becerilerin kaybı ile kendini belli eden çocukluk çağı dezintegratif bozukluğu, ilk 1 yaş civarında kız çocukda baş çevresinde giderek küçülme, garip el hareketleri ile kendini gösteren rett sendromunda zeka geriliği kaçınılmazdır. Bu durumlarda çocuk psikiyatri doktorunun görmesi uygun olacaktır. 
Tezat olarak IQ’su yüksek(>120 IQ skoru) olan çocuklar hiperaktifdir. Kısmi dikkat eksiklikleri vardır. Bazıları tırnaklarını yer. Bazıları gördüğünü unutmaz. Bazıları işittiklerini unutmaz. Bir kısmı içe kapanıktır. İçe kapanık olanlar asperger sendromu olabiilir. Bir kısmı ise çok sosyaldir. Hepsinin ortak özelliği çok mutludurlar ve herkese eşit davranırlar, herkesle arkadaş olabilirler.

Hangi durumlarda çocuk nöroloji hekimine başvurulmalıdır:
3 aylık kırmızı nesneleri takip etmeyen, agulamayan, başını tutmayan  çocuk,
4 aylık gülücük, çığlık atmayan çocuk, 
5 aylık ellerini ağzına götürmeyen çocuk, 
6 aylık destekli oturamayan, duyduğu çıgırağın sesine bakmayan, nesnelere uzun süre bakmayan, ‘ce’ oyununu oynamayan  çocuk, 
7 aylık desteksiz oturmayan, sağa-sola dönmeyen, çıngırağı sallayarak ses çıkarmayan çocuk, 
8 aylık hecelemeyen (-ba, -ma gibi), kendi ismi söylendiğinde ebeveynine bakmayan, aynada kendisine bakmayan, kızmaya tepki vermeyen, bir cismi bir elinden diğer eline geçirmeyen, baş ve işaret parmağı ile bilyayı kavramayan çocuk;  
9 aylık aynı hecelerden kelime kurmayan (örneğin baba, mama), her iki eline oyuncak alamayan, örtünün altına saklanan oyuncağı bulamayan, parmakla işaret edilen yere bakmayan çocuk,
10 aylık bay bay, el çırpma, burun burun yapmayan, hayır denildiğinde ağlamayan, sıralamayan, emeklemeyen, yatıyorken oturur duruma geçmeyen, ağzın ve burnun nerde diye sorulduğunda göstermeyen çocuk,
11 aylık istediklerini işaret parmağı ile göstermeyen, ebeveyni ile karşılıklı oynamayan,  müzik sesi ile oynamayan, oyuncakları yere atmayan (ebeveynin almasını ister), bardaktan su içmeyi taklit etmeyen, yardımlı ayakta  duramayan çocuk,
12 aylık anne diyemeyen, iki küpü birbirine vuramayan, tutunarak ayağa kalkamayan, birkaç adım yürüyemen, bardağın içindeki leblebileri çıkaramayan, battaniyeyi çekerek oyuncağı kendine yaklaştıramayan çocuk,
13 aylık bağımsız yürümeyen, 4 kelime kullanmayan, bardağı tutup su içemeyen, karşılıklı top oynamayan, ellerini eşit derecede kullanmayan (yani 13 aydan önce el tercihi yapan) çocuk,
15 aylık iki küpten kule yapmayan, hızlı yürümeyen 6 kelime kullanmayan çocuk,
17 aylık iki kelime kullanmayan çocuk,
18 aylık koşmayan, sürünerek merdiven çıkmayan, 3 küpten kule yapmayan, 8 kelime kullanmayan, ayyakkabını nerene giyersin diye sorulduğunda yanıtlamayan çocuk,
24 aylık dört küpten kule yapmayan, 3 kelimeli cümle kullanmayan; yardımlı merdiven çıkmayan, ayakkabısını giyemeyen, kaşık-çatal kullanmayan, tuvaletini yaptığında göstermeyen, topa ayağı ile vuramayan, sevmediği isteklere hayır diyemeyen, kalemle karalama yapamayan, çekmeceden oyuncaklarını çıkarmayan çocuk,
30 aylık 5 küpten kule yapamayan, yardımsız merdiven çıkamayan çocuk, 36 aylık üç tekerlekli bisiklete binmeyen, giysisini kendisi giyip çıkaramayan, öfke nöbetleri olmayan, zıplamayan, tek ayak üzerinde duramayan, kapıların kollarını açamayan, birkaç rengi bilmeyen, diğer çocuklarla oynamayan, daire çizemeyen çocuk,
4 yaşında elini yıkayıp kurulayamayan, kağıda düz çizgi çizemeyen, cinselliğini bilemeyen, ağır-hafifi, büyük-küçüğü bilemeyen, 4 rengi bilemeyen, ben sen kavramlarını bilemeyen çocuk,
5 yaşında iki çizgiden uzun olanı bilemeyen, 1’den 5’e kadar sayamayan; en az 5 rengi bilemeyen, kısa bir öyküyü anlatamayan, şarkı söyleyemeyen, çöp adam, üçgen ve kare çizemeyen çocuk.
Zekaya faydası olabilen besinler: Fasulye, fıstık, fındık, ceviz, yumurta, patates, karnıbahar, brokolide bulunan B1 vitamini kolin; anne sütü, balık, balık yağı, kuru yemiş, sebzelerde bunan omega-3, omega-6 yağ asitleri; A,C,E vitamininden zengin margarin dışı yağlar, sebze, meyve, kuru yemişler; selenyumdan zengin balık, demirden zengin pekmez, et, kuru baklagiller, yumurta, karbonhidratdan zengin pirinç ve ekmek zekaya faydalıdır. Balık yağları ve probiyotikler faydalı olabilir. Zekayı asıl belirleyen insanın genetik yapısıdır.
En güzel zeka mutlu olmak ve diğer insanları mutlu etmek olsa gerek.....