Yavuz Sultan Selim Han, İslam milletinin ittihat edip birleşmesi için at tepesinden inmemiş hayatı harp meydanlarında geçmiş cihangir bir padişahtır. Onun açmış olduğu 500 yıl önceki ruh, aynı coğrafyada şimdi yeniden canlanmaktadır. Siyasi partilerin ittifak arayışları da inşallah bu büyük İslam ülküsünün gerçekleşmesine vesile olacaktır.
Ak Parti ile MHP anlaştılar buna BBP ve diğer partilerin katılması halkımızın en büyük beklentilerinden bir tanesidir. Eğer Türkiye’nin İslam âlemine öncülük etmesini istiyor isek öncelikle kendi ülkemizde birlik ve beraberliğin sağlanması şarttır. Daha sonra İslam’ın iki büyük kardeşi Türk-Arap ittifakı ve en sonunda da İslam ittifakı ortaya çıkacaktır.   
Birlik ve beraberlik diğer bir ifadeyle ittihat sayesinde emperyalist güçler kolayca yutup ortadan kaldırdıkları küçük İslam unsurlarını artık sindiremeyecek eğer buna kalkışırlar ise de boğazlarına düğümlenip kendi sonlarını getireceklerdir.
Nasıl ki vakti zamanında Batılı emperyalist güçler Osmanlı Devleti gibi büyük devleti tek lokmada yutamadıkları için önce parçalara ayırdı ve sonra da tek tek yutup kendilerine esir ettiler. Türkiye’yi de yine Osmanlı gibi yutmak istenler yıllarca çalıştılar. Lakin onlar için hala koca bir lokmayız. Bunu başarabilmek için öncelikle parçalara ayırmak gerekiyor. “Peki, ne yapsak da bunu başarsak” diye yıllardan beri başımıza binbir çorap örüyorlar.
Akıllarına gelen ilk seçenek de adem-i merkeziyet denilen eyalet sistemini ortaya çıkarmaktır. İşte bunu yapmak için PKK’yı ve ellerine geçirdikleri FETÖ örgütü gibi her gücü kullanıyorlar.
PKK’nın siyasi kolu olarak çalışan HDP, ülkenin hayrı, vatan ve memleketin refahı için değil de vatanı  bölüp parçalamak için çalışmaktadır. Bir zamanlar özyönetim diye uydurdukları bir söz ile önce ülkeyi eyaletlere ayırmayı sonra da bölüp parçalamayı esas tuttular. Çıkartılan patırtı kütürtünün sonunda hepsi helak oldu. 
Geçen yıllarda aynı şeyi Irak ve Suriye’de yapmaya çalıştılar. Irak’ta boylarının ölçüsünü aldıktan sonra şimdi Suriye’de hizaya getiriliyorlar. Yakında bu dehşetli Yecüc-Mecüc ittifakı olan PKK terör örgütünden; ordumuzun gücü ve Allah’ın izni ile kurtulacağız inşallah…
Bundan 107 yıl önce de aynı görüşler dile getirilmekteydi. Özellikle “Ahrar” partisinin kurucu ve yöneticilerinden olan Prens Sabahattin, eyalet sistemini savunuyor bunun için kamuoyu meydana getirmeye çalışıyordu. İşin doğrusunu söylemek gerekirse adem-i merkeziyet medeni halklarda daha iyi bir yönetimi ortaya çıkarmaktadır. Fakat sosyal ve kültürel bakımdan çok aşırı uçlara yayılmış toplumlar için ise tam bir felakettir.
Çünkü yerinden yönetim sayesinde daha çabuk karar alma ve uygulama şansı vardır. Bununla birlikte ülkenin tamamı bütünlük içinde bulunmuyor ise eyalet sistemi tam bir faciaya yol açma istidadı gösterir. Nitekim Amerikan İç savaşı bunun en güzel örneğidir. Bu örneği biraz açalım zira konu çok hassas ve önemlidir.