Geçen yazımda ele aldığım ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ başlıklı yazı ilgiyle karşılandı. İlginin böylesine yoğun olduğu bir meselede gerçekleri anlatmaya devam etmek boynumun borcu. Bu yazımda ise ‘Tek Adam’ muhabbeti/yalanı üzerinde kurgulanmak istenilen meseleye değineceğim.  

‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde ‘cumhurbaşkanı adayı’ doğrudan halkın oyları ile 5 yıllığına, halk tarafından ve üst üste en fazla 2 dönem seçilebiliyor. Görev süresince konusu ne olursa olsun, imzaladığı uluslar arası bütün anlaşmaları TBMM’nin onayına sunmak zorunda.

Yeni sistemde cumhurbaşkanı halka doğrudan hesap verecek. Nasıl mı? Şöyle ki, aldığı her karardan dolayı yargı yolu tamamen açıktır. Anlayacağınız öyle keyfi, vurdumduymaz kararları tek başına alamayacak. Görev süresi bitse dahi işlediği herhangi bir suçtan dolayı yargılanabilecektir. 

Bu yeni sistemin kazandırdığı en önemli kazanımlardan biri de, meclis tarafından sürekli denetlenebiliyor olmasıdır. Her yönü ile objektif ve açık bir sistem. Ayrıca seçilecek cumhurbaşkanının  ‘kanun yapma’ yetkisi kesinlikle yok. Hazırladığı bütçeyi dahi TBMM’nin onayına sunmak zorunda.

Ülkenin sıkıntılı günler geçirdiği dönemlerde ise cumhurbaşkanı, OHAL ilanı kararını TBMM onayına sunmak zorunda. Bir sonraki safha da, olası bir savaş halinde dahi savaş ilanını onaylama yetkisi yoktur. 

Sizce böylesi yetki ve sorumlulukları olan bir kişinin ‘TEK ADAM’ olma iddia ve gücü olabilir mi? Tabi ki olamaz… Ortaya attıkları bu iddiaların hepsi kuru laf salatası ve yalan yanlış bilgilerle dolu. 

Ortalık yalan yanlış bilgi kirliliği ile dolu. Lütfen bu tip yalanlara prim vermeyelim. Halkımıza olabildiğince doğru bilgileri vermeye çalışalım. Sonuçta her şey ortada. Gizli, saklı bir şey yok. Referanduma doğru artık son günlere giriyoruz. Hasta adamın uyanışını bütün dünyaya sergilemek için kararımız ‘EVET’.  Bir sonraki yazımız da görüşmek üzere, hoşça kalın…