İşte bu noktada, Said bin Cübeyr gibi yapılan zulümlere kayıtsız kalmayıpkendisine tabi olanlarla beraber Haccac’abaş kaldırmış ümmetin örnek şahsiyetini zikretmek gerekir. Nitekim bu şekilde dünyanın geçici zevk ve sefasını terk eden daha birçok rabbani alim örneğini verebiliriz. Günümüzdeyse ümmetin tam kaotik ortamında emperyalist güçlerin zülüm ve savaş projeleri tek tek harekete geçirilirken ulema nefsi planları ila meşguldür. Halbuki dünyevileşmiş bir alim psikososyolojik etkisini kayıp eder. Ulemanın asrın ortamına göre değişik sınıflarda yer aldıklarını müşahade etmekteyiz; kimisi dünya karşılığında ilmini satmış, kimisi de dinini dünyaya değiştirmiş nifaka batmıştır, kimileriysemevlithan olmuş, sanatçısı olmuş cenazelerde elde mikrofon avaz avaz sesi ile sözüyle halkı duygulandırıyor. Bu kişi vakıadan bihaber obez bir kişilikten ibarettir. Cemaat başındakilere gelince,onlarda hedef daha büyüyor; çünkü bu sözdealimler kendisine göre çizdiği din taslağınıyeni nesile enjekte etmeye çalışıyor dolaysıyla zirveye çıkıp saltanat tahtı kurma hayalı ile hareket ediyor. Nitekim bazıları ülkemiz coğrafyasında bu hedeflere ulaşmış durumdadır, yani cemaat kurumsallaşmış ve artık siyasi bir riski bulunmamaktadır. Bazıları ise merdiven altı,İslami temellerden uzak, ehliyetsiz(sözde) alim biri tarafından yönetiliyor. Bazıları da dış mihraklı desteklerle İslam adı altında Müslüman topluma karanlık ellerin girmesine kılavuzluk yapıyor. Binaenaleyh cemaatlerin arasındaki anlaşmazlıklar da temelde iki sebeptendir: Cemaat liderlerininmürit kaybetmemek için rakip lideri sürekli eleştirmesi. Cemaatlerin üzerinde kurulu olduğu sözde fikri argümanlarınfarklı olması. Tabi ki bu her iki nedenin temelde İslam’ın gerçeği ile hiçbir alakası yoktur çünkü İslami olan tek yoldur ve bu yol Kur’ân ve sünnet esasları ila sabittir. Zira Kur’an ve sünnet ışığından bağımsız hareket etmek ahiretin yıkılmasına sebebiyet verir. İştahına Göre Fetva Veren Alim Bu sınıftaki “ulema”nın durumu ise biraz değişmiş ve sözde alimler İslam’ın dünyaya hakim olması hususunda ikna olamamış, beşeri düşünceleri kendisine rehber edinmiş ve bunlara göre bir yol izliyor. Bu duruma binaen “Demoislamist” veya sosyalist alim modelleri bulunmaktadır; Kimi İslam adına demokrasi işportacılığı yapar fetvalarını o minvalde verir. Kimi sosyalizmi İslam kılıfında saklayarak Müslümana kabul ettirmeye çalışıyor. Bir başka kısım ise takipçisi oldukları sufiritüeller ile toplumu hipnotize etmektedir. Bu son sınıf mensubu oldukları siyasi düşünceler istikametinde her zaman fetva verirler. Bu alimler istekleri yönünde ayet ve hadisleri de insafsızca kullanırlar. Şaabi (r.a) şöyle diyor: “Kıyamet gününde cennet ehli olan bir kavim ateş ehlinin halini görünce sorar;‘Allah’u teala sizin bize öğrettiğiniz edeb ve dini talimat sebebiyle, fazlı keremiyle bizi cennete koydu.sizin ateşte olmanızın sebebi nedir?’ Ateşte olanlar cevaben şöyle diyorlar: Biz iyiliği emrediyorduk ama maalesef kendimiz o iyilikleri yaşamıyorduk. Kötülükten insanları men ediyorduk kendimiz de o kötülükleri yaşıyorduk.” Hatem-ül Esem (r.a) şöyle diyor: “İnsanlara ilim öğretip o ilmi ile insanlar amel ediyor kendisi de o ilmiyle amel etmiyor o insanlar ise ondan aldıkları ilminin sebebiyeti ile kurtuluyorlar kendisi ise helak olan bir alimden kıyamet gününde daha fazla zarar gören kimse yoktur.” Malik bin Dinar ise şöyle diyor: “Muhakkakki alim anlattığı ilmi ile amel etmezse anlattığı vaazları insanların kalbinden zail olur,gökten damlaların döküldüğü gibi. Ahmed bin Hanbel,Abdullah ibn Mübarek’den sahih senetle rivayet ettiği bir hadis de bu konuda çok isabetlidir: “Resulullah (s.a.s.) diyor ki; ümmetimin münafıklarının çoğu okumuşlarındandır.”(Müsned:6747. Buhari27/311.) Nihayet, böylece kötü alim hakkında verilecek daha çok kaynak vardır. Rabbimiz ümmetimizde rabbani alimlerin sayısını artırsın. Kötü alimleri de hidayet etsin.