Geç vakitlere kadar eski Marakeş’i, camiilerini, medreselerini, şehir meydanı ve pazarlarını dolaştıktan sonra Rabat’a dönmek üzere tekrar yola koyulduk. - Fas diyarında Tasavvuf Tasavvufun neredeyse bütün yüzlerinin tebarüz ettiği Mağrib’de genellikle Cüneydi Bağdadi izinde bir sufilik yaptıkları iddiasındadırlar. Daha çok anadolu ve doğusunda yaygın Nakşibendiliği seferim boyunca Mağrib’de duymadım ama yüzlerce alt kola ayrılmış şekilde çok sayıda tasavvufi tarikatten bahsetmek mümkün. Şazeliler, Ticaniler, Buçişiler, Derkaviler, Helheliler, Kadiriler, Rekrakiler, Raysuniler, Kettaniler, Aleviler, Gergeriler vs. (bunların bir kısmı birbirine bağlı olmakla beraber kendi başına aşırı yaygınlıkları dolayısıyla ayrı saydım) Her ne kadar bir noktaya kadar kültürel bir öğe olarak görülseler de Mağrib’deki bu akımlar maalesef aşırı cehalet, sefalet ve atalet üzerinde kaim haldedir. Kadın erkek karışık garip zikirler, özellikle mevlid gecelerinde gerçekleştirilen karanlık gece ayinleri, buralarda yapılan şişli kılıçlı keramet gösterileri, Peygamber efendimizin ve bazı şeyhlerin ruhlarını çağırma ayinleri gibi çeşitli fiiliyat dikkatleri üzerine çekmektedir. Özellikle mevlidi Nebi’de ülke çapında yüzbinlerce insanın çeşitli bölgelere dağılmış türbe ve zaviyelere akın ettiği ve bunların bazılarında akla hayale sığmaz bir kısım merasim yapıldığı yönünde duyduğumuz iddiaları ise burada paylaşmaktan imtina ederiz. Ancak özetle şunu söylemek gerekir ki; Fas’ta da diğer birçok müslüman ülkesinde olduğu gibi hurafelere itibar eden insan çok. - Mağrib’de hadis ilmi Peygamber fendimizin Sünnetine karşı birçok islam ülkesinde gerçekleştirilen saldırılara rağmen bilad-i Mağrib’de sünnetin müdafaasını yapan çok sayıda alimle karşılaşmak mümkündür. Alimlerin gerçekleştirdikleri özel çalışmaların yanında, özellikle peygamber efendimize ulaşan hadis senetlerine sahip çıkmaları ve nesilden nesile emin ellerde aktarmaları son derece takdire şayandır. Bu noktada şeyh Muhammed Ebu Hubze, şeyh Mevlud es-Seriri gibi önde gelen alimler hadisi senediyle rivayet ve sünneti müdaafa noktasında büyük isimler olarak anılabilir. Şeyh Seriri ve Buhubze ile yaptığımız telefen görüşmelerine rağmen birinin hastalığı,diğerinin aşırı uzaklığı ve zamanımızın kısıstlılığı nedeniyle kendilerini ziyaret edemedik ancak, şeyh Buhubze’nin icazetlisi çok sayıda alim gibi, hadis senedine sahip Şeyh Bilal Tanci’ye ziyaretimizi hamdolsun gerçekleştirebildik. Uzun bir yolculuktan sonra Şeyh bilal ve ilim talebesi başka dostlarını küçük bir köyde ilimle meşgul bir vaziyette ziyaret etmek nasip olmuştu. Şeyh Bilal ile hadis sünnet ve islami ilimler üzerine yaptığımız uzun müzakerelerin, izzet-u ikramın ardından son derece müstefid şekilde ayrıldık. Mağrib ziyaretimizin belki de en hayırlı ve faideli kısmı da bu kısımdı, çünkü ilim ve ilim ehli ile geçmişti. Artık Mağrib seyahatimizin sonuna gelmiştik ve ertesi gün tekrar ülkemize dönmek üzere yollara düştük… Allah’a (C.C) sonsuz hamdu senalar olsun…