Bu çok önemli İslam kaidesi üzerinde ne yazık ki doğru dürüst çalışmalar yapılmamaktadır. Bunu açıkça ortaya koyup Batı dünyasının ve materyalist felsefenin; ne derece insaniyetten uzak olduğu, ortaya konulmak zorundadır. Kuran hükümlerinin ne derece üstün olduğunu birçok makale ile ifade etmiş olsak da tekrar tekrar anlatmak gerekiyor. İşte 11 Eylül saldırısının gerçek nedeni; Batının “güçlü olan haklıdır” diyerek başlattığı saldırgan ve acımasız tutumudur. İnsanlık onur ve şerefini acımasızca ayaklar altına alan bu anlayışı eleştirmemek ve tartışmamak dahi büyük bir günahtır. Önyargılardan kurtulup bu acı gerçeği her yerde haykırmak şarttır. Peki, saldırının nedeni açıkça bellidir ki, İslam dünyasına saldırı için bir bahane bulmak olduğunu biliyoruz. Bunu ister El- Kaide örgütü üstlensin isterse terörün destekçisi ülkeler adına yapsın, gerçek amacın “ABD’nin saldırı bahanesi” olduğundan şüphe duyulmamaktadır. İyi de; bu işi gerçekten de Usame bin Ladin ve El-Kaide mi gerçekleştirmiştir. Bu şüpheli duruma bir bakalım: Gösterilmeye çalışılan sahte delillerin aksine 11 Eylül saldırısının gerçek faillerinin ABD derin devleti olduğuna dair ciddi deliller bulunmaktadır. Bu delilleri ortaya koyan araştırma kurumları, ABD devletinin saldırısına uğramakta; gerçeklerin ortaya çıkmaması için büyük çaba sarf edilmektedir. Her şeyden önce Pentagon’a düştüğü söylenen uçakla ilgili deliller yok edilmiştir. Üstü örtülen yüzlerce delil daha vardır. Örneğin İkiz kulelerin uçak çarpması ile yıkılmadığı aksine binaya yerleştirilen patlayıcılar sayesinde dik olarak kendi üzerine çöktüğü bilim adamlarınca kanıtlanmıştır. Ölenlerin çok büyük çoğunluğu patlamadan haberi olmayan itfaiye erleridir. Kendi insanlarına karşı aynı Pearl Harbour’daki gibi acımasız bir kıyım yapılmıştır. Bu operasyonda İkiz kulelerin devrilmemesi gerekiyordu. Halbuki aynı büyüklükte olan ve zamanının en büyük uçağı olan 707’nin çarpmasına dayanmaları için yapılmışlardı. Bu konudaki resmi teknik raporlar yalanlarla doludur. Uçaklar muhtemelen bugünkü İHA veya SİHA teknolojisi ile yönlendiriliyordu. İkiz kuleler patlayıcı maddelerle yıkılmıştı. Pentagon’a çarpan uçak bir Boeing 757 değildi. Daha derin bilgiler için internette yer alan açıklamalar yeterlidir. Lakin internette çok fazla mantıksız teoriler de vardır. Delilleri karartmak maksadı ile bizzat ABD tarafından uydurulmuştur. Konu hakkındaki bilgilerin büyük bölümü gizli tutulunca bu tip teorilerin ortaya çıkması pek normaldir. Kulelerin yıkılması ile ilgili olarak başka bilimsel çalışmalar da yapılmış simülasyonlarda yıkımın uçakla değil; patlamalarla gerçekleştirildiği ispatlanmıştır. 9 Eylül 2001 hafta sonunda asansörlerden erişilebilen özel yerlere RDX veya C4 tipi radyo kumandalı patlayıcılar takılır. Her patlayıcı kutunun bir kodu vardır. Aynı katın kutularının kodları aynıdır. Kolaylıkla bağlanabilmeleri için özel bağlantı sistemleri vardır. Bu durumda iki gün içinde iki kuleyi doldurmak için 24 kişilik bir ekip yeterlidir. İkinci kulede (WTC2’de) 77 ve WTC1’de 89 katların üstünde, direklerin birbirlerine kaynak edildikleri bağlantı yerlerine takılmıştır. Her 3 katta bir WTC2’de 77 ve WTC1’de 89 katların altında, kat tabanlarını taşıyan demirlerle iç direkler arasına takılmıştır. Darbeden sonra, uçağın vuruş katını bilerek patlatılmaya başlanacak kutunun kodu bilinebilir. Yukardan düşen parçaların aşağıdaki patlayıcı kutuları kırmasını engellemek için patlatma hızının boşta düşme hızından daha hızlı yapılması gereklidir. Yapılan ölçüler patlamaların inme hızının boşta düşme hızında olduğunu gösteriyor. Kulelerin yakınında bulunan bir diz üstü bilgisayarda bulunan bir program kuleleri yıkmak için gereken radyo kodlarını gereken hızla gönderir. Bu işleri yapan ekibin çalıştığı yerin kulelere yakın olan ve 11 Eylül 2001 gününün öğleden sonrasında yıkılan WTC7 binası olma ihtimali çoktur. Her iki kule bu binadan görünebiliyordu ve aynı Yahudi asıllı işadamı Larry Silverstein’e ait idi. Gerçeklerin bir gün mutlaka ortaya çıkma huyu vardır. Nasıl ki Japonlara saldırı için "Pearl Harbour baskını" bilindiği halde önce kamuoyuna açıklanmayıp savaş sona erdikten sonra ancak işin iç yüzü ortaya çıkmıştır. İşte aynen bunun gibi 11 Eylül saldırısının gerçek faillerinin ortaya çıkması da yakındır. Bu gerçeği ortaya koyma vazifesinin ABD vatandaşlarınca yapılması bence daha önemlidir. Çünkü saldırıda ölenlerin büyük çoğunluğu Amerikalı itfaiye erleridir. Onların hatırasına saygı icabı; bu kirli saldırının asıl ve gerçek faillerini bulmak ve gerçekleri gizleyen politikacı ve kamu görevlilerinden hesap sorulması vicdani bir hesaplaşmadır, vesselam.