Aliya İzzetbegoviç’in şöyle bir sözü var; ‘’en kötü kombinasyon boş bir ruh ile dolu bir midedir.’’ Günümüz insanının en önemli sorunu bu aslında; düşünmemek. Bakın okumak ya da bilgi sahibi olmak demiyorum (ki bunun için bir çabaya gerek vardır) düşünmemek.

internet gibi teknolojik gelişmelerin hayatımızın her alanında olması, bilgiye kolay ulaşılır hale gelmemiz bizleri düşünsel olarak tembelleştirdi aslında. Bizler okumayı, yazmayı, düşünceleri ifade edebilmeyi geçtim: düşünmüyoruz. Kökü sağlam olmayan, belki yanlış olan bilgileri araştırmadan direkt kabul etmek büyük bir sorun. Bu her alanda olabilir; dini, felsefi, siyasi… Elimize aldığımız telefonun her yanından bilgi bombardımanına tutuluyoruz. Ama ne yazık ki bunlar kof bir gerçeklikten ibaret. Özellikle gençler arasında bu öylesine yaygın ki; internet siteleri veya sayfalarında ki bilgiler mantıklı geldiği için inancını sorgulayan hatta vazgeçenlere rastlamak mümkün. ‘’Kaynak nedir?’’ diye sorulduğunda ‘’internetteki falanca sayfa’’ denebiliyor. Peki internetteki her bilgiye güvenmek mümkün mü, tabi ki hayır. Okunmadığı için, yeteri kadar araştırılmadığı için çerez niyetindeki bilgiler gençler tarafından kabul ediliveriyor.

Ve bu da onların gerçekliklerini sağlam bir temele oturtmuyor. Bilginin kaynağını sadece kitaplar, dergiler, bilimsel makaleler olarak kabul edemeyiz. Elbette ki sanal yoldan elde edilen bilgilerde, internetteki güvenilir internet siteleri de bizlere bilgiyi kolayca sağlamakta. Lakin bu bilgi güvenilir mi deyip araştırmak da yine bizlere düşüyor. Araştırmadan , sorgulamadan ve en önemlisi düşünmeden hiçbir bilgiyi kabul edemeyiz.

Böyle olduğunda, mideleri dolu, zihinleri boş insanlara dönüşürüz. Bu ise en kötü kombinasyon olur. ‘’Her türlü bilgiyi bilen’’ Yunan filozofl arı gibi olma şansımız ne yazık ki böyle bir dönemde mümkün değil. Ama insanlar internetten öğrendikleri (zaman zaman asılsız, yanlış) bilgiler ile ‘’her şeyi bilen’’ pozisyonuna kendilerini sokabiliyorlar.

Hayat felsefesini bu bilgilere göre oluşturan gençler dahi var. Sosyal medya da ‘’fenomen’’ olarak kendilerini tanıtan kişileri akıl hocası belleyip, hayatlarını buna göre şekillendiriyorlar. Bunun aşırı derecede yanlış olduğu bilinmeli.

Ve gençlere okullarda internet kullanımı ile ilgili dersler verilmeli. Dünya artık eskisi gibi değil ne yazık ki.

Birçok şey değişti, gelişti mi tartışılır. Lakin şu var; dönemimizdeki gerçekleri göz ardı edemeyiz. Teknolojiyi, internet kullanımını görmezden gelemeyiz. Yasaklayarak ya da kısıtlayarak değil, bilinçlendirerek bazı adımlar atmamız gerekiyor. Ve bu da yine eğitimle mümkün.