Modern insan hayatını anlamlandıramıyor. Tüm sıkıntı ve streslerimizin kökeninde insanın anlam arayışı geliyor. Hayatını anlamlandıramayan insan; araçları,araç olarak kendisine verilen eşyayı amaç haline getiriyor.Araçlar amaçlaşınca “değer” oluyor.Araçların değerleşmesi ve insanın hayatını bu değerlerle anlamlandırmaya kalkması ,insanın nesnelleşmesini sonuç veriyor.Eşya insan için varolmuş iken,insanın kendisi eşyalaşıyor.Eşyalaşan insan hayatı “araç” değerler üzerinden sistemleştiriyor.

kendi kurduğu bu sistemin içinde bir nesne gibi kendisini tüketiyor. Ve koca bir boşluk. Nereden başlamamız gerekir? Varlığı, hayatı ve eşya ile olan ilişkimizi hangi zeminde tanımlamamız gerekiyor? İnsan, hevasından kaynaklanan tüm felsefi akımlar ve ideolojiler ile kendini aşamıyor.
Kendinde kalan insan kendisini tüketiyor. Bize kendimiz duygusunu verenin sahibini bulmadan kendimizi aşabilmemiz mümkün değil. Bizdeki “ben” idrakinin sahibi Allah’tır. Benliğini tanıdıkça insan ,Onun sahibi olan Rabb’ini tanır.Böylece kendinde “tükenmek” iken,kendinden geçmek ve onun sahibini tanımak “özgürlük»tür.Kendi benliğini ,bilinçli bir şekilde sahibi olan Allah’a veren insan ,bu şuurla varlığı,eşyayı yeniden tanımlar.
Esasında kendi benliğinin ve tüm varlığın Allah’ı tanıtan birer işaret,ayet olduğunu idrak eder.Bu anlayışla hayatı tanzim eden insan ,araçları bu amaç doğrultusunda kullanarak ,araçsal değerlerin cenderesinden kurtulur.Sahibi,efendisi ve bir maliki olduğunun farkındalığını kazanarak hayatında boşluk diye bir kavramla tanış bile olmaz. Kendi “ben”inin sahibi olan Allah’ı tanıyamazda, “ben”inin kendisi olduğunu iddia ederse, böyle bir “ben” benmerkezci anlayışı doğurur. 
Böyle bir anlayış, bireyselliği ve egoizmi ortaya çıkarır. Egoist insanların hayatı düzenlemesi ,”ben” merkezciliğin toplumsal bir algılayış haline gelmesi, azgın zulüm düzenlerini temellendirir. Tagut kelimesi, bu anlamın kavramsallaşmış ifadesidir. Oysaki bu tuğyanın ilk kaybedeni insanın kendisidir.”Ben”ini Allah’tan kurtararak özgür olacağı iddiasında bulunan modern insan, bu anlayışla, kendisini tüm eşyanın kulu haline getirmiştir. 
İnsan; Allah›tan müstağni olduğunu iddia ederek, köleliğini tescil ederken, eşyadan müstağni olduğunu ve yanlızca Allah’a ait olduğunu söyleyen insan ise; gerçek hürriyeti idrak etmiştir. Herkesin özgürlük ve hürriyet kavramlarını dilinden düşürmediği çağımızda, Allah’a kulluktan başka bizi özgürlüğümüze kavuşturabilecek ve hayatımızı anlamlandırabilecek başka bir imkan ve yol olmadığını idrak edemez isek, nefsin tutkuları içerisinde anlamsız bir hayatın mahkumu olarak yaşamak zorundayız demektir.

- - - - -