Şöyle düşünün; karlar erimeye, ağaçlar tomurcuklanmaya başlamış, kuşlar cıvıl cıvıl. Evin içinde yılın 3 ayı nasıl geçti, hiç anlamamışsınızdır bile! İşte kıştan ilkbahara geçiş, insanın ruh halinde de böyle yumuşak ama belirgin değişiklikler yaratır.

Kışın kendine has bir hüznü vardır, değil mi? Güneş ışığı kıtlığı, evde yapacak hiçbir şeyin olmaması derken insan bir bakar kendini "Nasıl bir kış geçti bu?" diye düşünür. Ama işte o ilk bahar günleriyle birlikte, sanki içimizdeki o hüzün bulutları dağılır, yerini neşe ve enerji alır.

İlkbaharın güzelliği, ruh halimize de yansır. Günler uzar, hava ısınır, enerji seviyelerimiz artar. Güneş ışığı dediğin şey sadece bitkilere mi iyi gelir sanıyorsunuz? İnsanın da D vitamini eksikliği olmaz, enerjisi yükselir, moral bozuklukları bir kenara bırakılır.

Tabii, herkes için bu geçiş süreci bir çiçek tarlasında yürümek kadar kolay olmayabilir. Kimi insanlar hava değişikliklerinden rahatsız olur, kimi alerjilerle uğraşır. Ama unutmayın, bahar dediğin mevsim, sadece çiçeklerin açtığı bir dönem değil, aynı zamanda insanların da içsel olarak uyanış zamanıdır.

Yani özetle, kıştan ilkbahara geçiş dediğin olay, insan psikolojisinde de muazzam etkilere sahip. Hüzünden neşeye, enerjiden uyanışa uzanan bu yolculukta, önemli olan kendinizi iyi hissetmek ve etrafınızdakilere de bu enerjiyi yayabilmek. Unutmayın, bahar gelince neşe patlaması yapmamak için hiçbir sebep yok!