Türkiye Diyanet Vakfı’nın organize ettiği İBB Kültür A.Ş.’nin katkılarıyla gerçekleşen 34. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı kapsamında Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde yapılan sohbetler sürüyor. Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği’nin (ESKADER) katkılarıyla gerçekleşen Beyazıt Ramazan Sohbetlerinin  bu seferki konuğu, bir sohbet üstadı olan kültür tedarikçisi Dursun Gürlekti.
Dursun Gürlek, Beyazıt Kütüphanesi ve çevresinde yer alan tarihi mekanları  detaylarıyla anlattığı ve nüktelere de yer verdiği konuşmasında bu mekanların hatırlattığı değerli simaları da anlattı. Osmanlı medeniyetini sürdüren şahsiyetlerden, eserlerinden sık sık bahsetti. Esas bazı açıklamaları çok enteresandı. Üstad Gürlek İstanbul’daki camilerin yarısını kadınlar yaptırmıştır. Yapımı en uzun süren cami Hati Turhan Sultan’ın yaptırdığı Yeni Camii’dir. Yapımı 63 sene sürmüştür. Hatice Turhan Sultan, bir Ramazan geleneği olarak bir vasiyette bulunmuş. “Ramazan ayının sıcak yaz günlerine rast geldiği günlerde Teravih namazından çıkan cemaatin, benim yaptırdığım bu camii’nin musluklarından Anzer balından yapılan bal şerbeti akıtılacak.” Demiş. İlginç değil mi?
Üstad Gürlek, başka bir ilginç konuyu bakın nasıl açıklıyor; Beyazıt Devlet Kütüphanesinin ikinci müdürü İsmail Saib Sencer’in maneviyattan beslenen üstün hafıza gücünün derin ilminin müthiş olduğuna değinerek, Sencer’in her ay maaşının yarısını ayırdığı kedilerine çok önem verdiğinden bahsedip yaklaşık yüz tane kediyi beslediğini söylüyor. Gürlek, bu sebeple Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin 30’lu yıllarda bir adının da “Kedili Kütüphane” olduğunu ifade etti. Çok enteresan bilgiler.
Bu ilginç açıklamalardan  başka Gürlek, İstanbul’un tarihi yerlerini, mezarlarında medfun bulunan alim şahsiyetlerini ziyaret etmenin önemine de değindi. Bugün sahip olunan ulaşım imkanlarının bu ziyaretleri daha kolaylaştırmasına rağmen gereken ilginin tam gösterilmediğine dikkat çekti.
İstanbul’da yaşayan velilerin tarihe geçmiş menkıbelerini, Osmanlı Padişahlarının hatıralarını ve İstanbul’a gelen yabancıların bu şehre bakış açılarını yansıtan hikayeleri anlattıkça dinleyiciler çok keyif aldı.
Üstad Dursun Gürlek, anlattıklarıyla dinleyenlere keyifli bir kültür sohbeti sundu.
Bu mukaddes şehrin önemi bir kere daha ortaya konmuş oldu. Dünyanın gözü bu güzelim şehir İstanbul’da. Kıymetini bilmek lazım.
PÜF NOKTASI 
“Edeple gelen lütufla gider”
İstanbul’da Ashab-ı Kiram’dan sonra medfun bulunan ve üç büyük evliyadan biri olarak tanınan Tokadi hazretlerinin  makam kapısında yazan “Edeple gelen, lütüfla gider” ifadesi, ruhları arındırmaya devam ediyor. Türbeyi ziyaret edenler, iç aleminde kopan fırtınaları dindirerek kısa bir yolculuğa çıkıyor. Mehmet Emin Tokadi Hazretlerinin yüzyıllar önce ettiği “Ömürlerinde bir defa bizi ziyaret eden imanını kurtarmadıkça vefat etmesin” duasına <<amin>> diyerek huzur içinde oradan ayrılıyor.