KARACAOĞLAN (On yedinci yüzyıl halk şairi olan Karacaoğlan'ın yaşamı hakkında fazla bilgi yoktur. 1606 yılında doğduğu, 1679 yılında öldüğü sanılmakta olup; Çukurova da yaşadığı hakkında bir takım bilgiler vardır.) Sosyal hayatımızı doğru bir şekilde yürütmek istiyorsak işte Karacaoğlan'ın bu nasihatine kulak vermemiz gerekir. Zira, Bize bizliğimizden, kültürümüzden kalan miras, 'biz' gibi yaşayabilme gayretinde olabilmektir. Biliyoruz ki İnancımızın / Rabbimizin bize emrettiği "Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım" beyanıyla, kulluk bilinci, "Yaratılanı sevdik Yaratandan ötürü" anlayışını getiriyor Yunus dilinden bizlere... Yani ki sevmemiz, sevgiyi çoğaltmamız hatta nasıl ki yeryüzünü ifsat edenlere karşın bütünüyle yeryüzünü imar hareketinde olmamız gerekiyorsa, ruhları, gönülleri de imar etmek görevimizi unutmadan yaşamamız gerekir. Kazak Abdal'ın dilinden şu uyarı mahiyetindeki Hicvi unutmamalıyız ; ORMANDA BÜYÜYEN ADAM AZGINI Ormanda büyüyen adam azgını Çarşıda pazarda seyran beğenmez Medrese kaçkını softa bozgunu Selam vermek için insan beğenmez Alemi tan eder yanına varsan Seni yanıltır bir mesele sorsan Bir cim bile çıkmaz karnını yarsan Camiye gelir de erkan beğenmez Her çeşit insandan bir kaç eşi var Mektepten kovulmuş günah işi var “Rabbi Yessir” de tam dört yanlışı var Tahsil etmek için irfan beğenmez Çıkmış yükseğine kaval öttürür Çoban köpeğine koyun güttürür Başını baltayla traş ettirir Gider berbere de dükkân beğenmez Dağda bayırda gezen bir yörük Kimi tımarlı sipahi kimi bir bölük Bir elife dili dönmeyen hödük Şehristana gelir ezan beğenmez Bir odası vardır gayet küçücek Kendi aklı sıra keyif sürecek Kırık çanağı yok ayran içecek Kahveyi bulunca fincan beğenmez Aslında neslinde giymemiş hare İş gelmez elinden gitmez bir kare Sandığı gömleksiz duran mekkare Bedestene gelir de kaftan beğenmez Kazak Abdal söyler bu türlü sözü Yoğur ayran ile hallolmuş özü Köyden şehre gelse bir köylü kızı İnci yakut ister mercan beğenmez Kazak Abdal