Milyonlarca kelime ve desibel desibel bağırtı ,milyarlarca kare açık oturum ve tartışma kareleri yüzbinlerce kitap ve tonlarca mürekkep. Sonuç?
Hâlâ bir tarafta  acz ve zaruret içinde kıvranan , mukaddesatının tümü çiğnenmiş milyonlarca Müslüman , bir tarafta rehavetin kucağında  ve koca koca makamlara duvara yapıştırılan bir kağıt gibi yapıştırılmış ve planlı esaretten sonra planlı ve kontrollü bir özgürlük bahşedilmiş sureta Müslüman yığınları.
İslam dünyasında mütemadiyen velleyli vennahar hiç susmadan sorunlar tartışılıyor. Sorunların bizzat kendisi rant haline getirilmiş. Ve tartışılmasından karizma ve kariyer elde ediliyor. Sorunlar üzerinden kim daha iyi demogoji ve estetikten uzak kulaklar için kakofoni yaparsa o daha çok konuşturuluyor ve yazdırılıyor. 
Sorunların zübdesine ,ve künhüne nüfuz edecek  bir cümleyi neden o diller sarf etmiyorlar.
Ya zaten böyle bir dertleri yok ve bir şekilde rant elde ettikleri ve putlaştırdıkları sorunları yıkmak istemiyorlar. Yada gerçekten böyle bir kabiliyet ve ruh ve şuurdan yoksunlar. 
Çözüm için gerçek bir teşhis kaçınılmaz iken hastanın başında teşhise yönelik değilde zırvadan ibaret ve ne hastalıkla ne de hastalığın sebebi ile değilde hastalığın sonuçları ve hastanın acıları üzerine konuşup duranların samimiyetine inanmak mümkünmüdür?
Hakkı değil halkı razı etme telaşı kokan leş gibi kelimeleri ve tahir ruhları rahatsız eden sesleri ile  devamlı sorunları tekrar etmekten. Ve zaten yüzyıllardır yaşana gelen acıları, ayan olan acıları mütemadiyen beyan etmekten  zevk alan ve bundan da maddi manevi derece bekleyen zavallıları hakikaten tasvir edecek kelimeleri Allah (cc) tan bize nasib etmesini niyaz ediyoruz. 
Sorunların etrafında kelamî şekilde dolanarak, sorunların müsebbibine bir kelime dahi etmeden ve bu müsebbibin ortadan kaldırılmasına dair madde ve mana planında ki metod ve teknikleri ortaya koymadan, sorunları bertaraf değil tavaf eden aydınlar! Muhakkak ki bu aydınlık süreci sadece karanlık sona giden yolu aydınlatmaktan başka bir şey değildir. 
Sorunları pekala nasıl bertaraf edeceğiz sorusuna ise. Deriz ki: bir şeyin nasıl edileceği , yapılacağı sorusundan önce etmelimiyiz yapmalımıyız sorusunu sormak  icab-ı fiildir. Önce sorunlardan rahatsız olacak bir ruh ve yüksek şuura malik olmanın mücadelesini vermekle işe başlayalım. Unutmayalım ki yaraların iyileşmesi sineklerin umurunda değildir.  
ŞEHİDÜLMÜSTAKBEL