Birleşmiş Milletler Teşkilatı, İkinci Dünya Harbinin galibi ve Güvenlik Konseyinin daimi üyesi beş Devletin Dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda yönetmek için kurulmuş bir teşkilat olduğu unutularak, boşu boşuna uluslararası toplumdan yardım umuldu. Ayrıca körfez devletleri özgürlük ateşinin kendi ülkelerini vuracağından endişe ederek yardımlarını durdurdular.

Bunun yerine, başından itibaren otorite tesisi üzerinde gayret gösterilseydi, istenen yardım daha kolay bir şeklide hatta kendiliğinden gelebilirdi.
SUK ve ÖSO, tam başarılarını arttırıp, Suriye’nin önemli bir bölümünü muhalefetin kontrolüne sokma yolunda ilerlemeye başlamıştı ki; kendilerinden yardım beklenen uluslararası güçler, SUK’un yerine 11 Kasım 2012 tarihinde “Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu” (SMDGUK), ÖSO yerine de 06 Aralık 2012 tarihinde “Suriye Yüksek Askeri Konseyi” (SYAK) oluşturdular.

SUK etkisizleştirildi. ÖSO devre dışı bırakıldı. Bu iki oluşum, batılı Devletlerin kontrolüne girmeyi kabul etmemişlerdi. Alb. Riyad el Esad liderlik niteliklerine sahip bir askerdi. Başlangıçtaki eksiklikleri giderme yolunda idi. Silah ve Mühimmat ihtiyaçları ile çok sayılmayacak miktarda ekonomik yardım görebilseydi, muhalefetin askeri etkinliği bu gün çok daha ilerde olabilir, belki Beşar Esed de devrilmiş olurdu.

SUK içinde de Muhammed Riyad el Şakfa gibi, Suriye ve Dünya siyasetine hâkim liderler etkinliklerini tesis etmek üzere idiler. Yabancıların taleplerini kabul etmedikleri için destek bulamadılar.

ÖSO çatısı altında birleşmeden arzu edilen zaferin elde edilmesi güçtür. Daha da kötüsü, muhalefetin arasında El_Kaide yanlıları ile silahlı bir mücadele başlama riski oldukça yüksektir. 

Bu dönemde, ÖSO çatısı altında muhalefetin kontrolündeki Suriye’de bir hükümet kurularak etkili bir yönetim oluşturulmalıdır. Askeri alanda emir komuta birliği tesis edilerek, kurtarılmış bölgelerde kısa sürede düzenli orduya geçilmesi şarttır. Ateşkes bu konuda çok yararlıdır.

Türkiye siyaseten tarafını belirlemiş ve Suriye muhalefetine siyasi desteğini daima sürdürmüştür. Sınırı geçen mültecilere kucağını açmış ve insani yardımı noksansız yapmaya çalışmıştır. Ancak FETÖ yüzünden gereken ve beklenen inisiyatif konusunda geç kalınmıştır. Fakat zararın neresinden dönülse kardır. İşte bir harekatla bütün oyunlar bozulabilmiştir.

FETÖ’nün geciktirdiği harekatın acı bilançosu vardır. Zira 911 Kilometre kara sınırı bulunan Suriye’deki muhalif mukavemeti siyaseten destekledikten sonra çok uygun gelişmeler yaşanmıştı. ÖSO adı altındaki bu muhalefet, dünyanın %90 ülkesi tarafından meşru görülmüşken, gayri meşru duruma düşmüş olan Beşar Esed kuvvetleri kendi halkını bu derece ölçüsüz katlederken, muhalefetin ihtiyacı olan silah, mühimmat ve ekonomik desteği Türkiye’nin sağlamasına hiçbir güç ses çıkaramazdı.Siyaseten tarafını belli ettikten hemen sonra Türkiye Suriye muhalefetinin tercih ettiği liderini belirleyip, ekonomik ve askeri malzeme yardımını yapmalı idi.