20 bin tonluk plastik ambalajın 5 bin tonunu geri dönüşümden sağlayan Bursalı endüstriyel ambalaj üreticisi Erkan Yılmaz, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yılın verimlilik ödülüne layık görüştü.
10 bin metrekare kapalı alanda endüstriyel plastik üreten Erkan Yılmaz, çöpe gidecek maddeleri dönüştürüp ülke ekonomisine değer katıyor. Şimdi biz Erkan Bey’i nasıl tebrik etmeyelim. Ülke ekonomisine büyük katkıda bulunuyor. Herkes bu memleket için bir çivi çaksa bu ülke uçar be.
Peki, erkan Bey’e bu ödül niçin verilmiş? Kaynağından teknolojik geri dönüşüm projesi ile Türkiye’nin verimlilik artışı potansiyelinin hayata geçirilmesine sağladığı katkıdan dolay yılın verimlilik ödülüne layık görüldü.
Erkan Bey, olayın detayını şöyle izah ediyor: “15 bin ton ithal kullanırken 5 bin ton yerli madde ile üretim yapmış bulunuyoruz. Çöpe gidecek maddeleri geri dönüştürüyoruz. Tesisimiz ortalama olarak aylık 500 ton ambalaj atıklarının geri dönüşümü ve geri kazanımı üretimi yapmaktadır. Bu kapsamda elde edilen ham maddelerden yeniden naylon ürünler üretilmektedir. Bu projelerle hem çevremize faydalı olmakta, hem de ülke ekonomimize katkı sağlamaktadır. 20 yıllık bir geçmişe sahibiz. Kurulduğumuz günden itibaren sürekli AR-GE’ye, inovasyon ve kalite çalışmalarına önem vermekteyiz. Bunun bir sonucu olarak Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın verimlilik ödülüne layık görüldük. Önümüzdeki yıllarda bu ödülümüze daha nice ödülleri ilave etmeyi hedefliyoruz.”
Meselenin özü bu, iddialı bir firma ve ilerde daha fazla ödülleri düşünerek çalışmalarına devam ediyorlar. Böyle gayretli ve azimli işletme yöneticilerine hararetle ihtiyacımız var. İnşaAllah, gelecek günlerde böyle firma yöneticilerinin artacağını düşünüyoruz. Ve Erkan Bey’e başarılar diliyoruz.
Püf Noktası
Nalıncı Baba
Sultan Murad, molla kıyafeti giyerek sadrazamla beraber İstanbul’un mahallelerinde dolaşırken yerde yatan bir ceset görürler. Mahalle sakinleri onlara cesedin bir sarhoş olduğunu, nalıncılık yapıp yarısını içkiye, fuhuşa harcadığını söylerler. Onu camide görende yoktur. Sadrazamda oradan uzaklaşmak ister. Ama sultan,
“Kimseye bir şey diyemem. Ama bu bizim insanımızdır, naaşını kaldırmalıyız” der. Naaşı alıp Fatih Camii’nde yıkarlar
Sonra sultani nalıncının evini bulur. Karısıyla konuşur. Nalıncının yaşlı hanımı, kocasının başkaları içmesin diye içki satın alıp helaya döktüğünü kötü yola düşmüş kadınları eve getirip bıraktığını, kendisinin de  onlara dini sohbetler yaptığını anlatır.
Ayrıca kocasının müttaki imamların uzak camilere gittiğini söyler.
Bir gün kocasının, evinin bahçesine kendi mezarını kazdığını görür. Ona “Seni kim yıkayacak? Kim kefenleyecek?” diye sorar. Nalıncı gülerek cevap verir: “Allah büyüktür hatun Hem padişahın işi ne?” der. Gerçekten de sultan, 1592’de vefat eden bu Allah dostunun cenaze namazını kendisi kıldırıp evinin bahçesine gömdürmüştür. Oraya bir de türbe yaptırmıştır