Törenler için 1983 yılında gittiğimiz Kara Harp Okulunda cami olduğunu görünce bu duruma bir türlü tahammül edemedim. Ne yani karacılar Müslüman biz denizciler, değil miydik?
Hâlbuki yıllardan beri Sabetay Yahudilerinin önemli bir ritüeli olan “Kuzu gecesi” her yıl büyük önem verilerek icra edilirdi. İşte kalbinde bir parça İslam şuuru taşıyan bir insanın böylesine absürt bir durumu kabul etmesi mümkün değildir. Fakat ne çare ki; benim gibi birkaç tane hamiyetli insandan başka bu soruna el atan kimse çıkmamıştı. Hâlbuki asker dediğin hele hele donanmaya kumanda edecek zabitanın Allah’tan korkması ve gerektiğinde seve seve ölüme gitmesi beklenir. Ölüm korkusunu yenmenin yegâne çaresi ise Allah’a ve ahiret gününe iman etmektir.
Amerikalı askerler bu gerçeği bildiği için deniz kuvvetleri mensuplarının dindar olmasına gayret etmiş ülkenin en güzel şapelini askeri okullarına inşa etmişlerdir. Sanatsal açıdan ABD’de bu kiliseden daha ihtişamlı hiçbir yer yoktur.
Bu noktaya kadar değişmeyen acı gerçekleri ifade ettim. Bu cami ve ibadet konusunda yıllarca süren emek karşısında çok şükür bazı olumlu gelişmelere de şahit oldum. Örneğin Kuruluş Yıldönümü törenleri esnasında öğle namazını kılacak bir yer tahsis edilmişti. Deniz Lisesi mezunu Mustafa Nutku ağabeyim ile rahat bir şekilde namazımızı kıldık. Daha önceki törenlerde ise okulun dışına çıkıp Heybeliada iskelesinin yanındaki camiye gidiyorduk.
İkinci değişen ve güzel husus ise isteyen öğrencilerin Cuma namazlarını kılabildiği gerçeğini öğrendik. Her öğrenci yatakhane katında “ibadethane” bulunduğu gibi isteyen öğrencilerin iştirak ettiği Cuma namazları, spor salonunda kılınabiliyormuş. Hamd olsun. Yıllardır verdiğimiz emek nihayet kısmen de olsa sonuç vermiş…
Üçüncü güzel husus ise yetkililerden öğrendiğim kadarı ile Tuzla’daki Deniz Harp Okulu yerleşkesine çok güzel bir cami inşaatına başlanacağı bilgisi idi. Hatta Ankara’da bulunan çok güzel bir caminin bir benzerinin inşa edileceğini çizimlerden görmüş olduk.
Umarım bu güzel girişimler hantal ve dine düşman bürokrasi tarafından engellenmez ve bir sonraki kuruluş yıldönümlerinde bu camilerde namaz kılmayı Rabbim nasip eder…
Cami ve ibadetten başka söyleyeceklerim de var elbette. Bunlardan en önemlisi geleneksel olarak her yıl yapılan kuruluş yılı törenlerindeki karşılama ve uğurlama etkinlikleridir.
Gerçekten de daha önceki yıllarda gördüğüm misafirperverlik ve öğlen yemeği, değişmeyen işlerin başında geliyor. Deniz Harp Okulundan başka hiçbir yerde bu kadar lezzetli olmayan dalyan köfte ve samsa tatlısı, hiçbir etkinlik olmasa bile Heybeliada’ya gitmeyi gerektirecek güzellikteydi.