Karayollarını inşa eden ve gerekli inşa faaliyetlerini kontrol edemeyenlerin birinci derecede suçlu olduğu yakın zamanda meydana gelen iki ölümcül trafik kazasını örnek verilebilir. Birisi 15 Ağustos 2019 trafik polisinin kullandığı motosiklet, Sancaktepe Anadolu Otoyolu Samandıra Gişeler bağlantı yolunda, çim sulama fıskiyelerinden yola akan su nedeniyle devrilmiştir. Ağır yaralanan sürücü, tüm  müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir. Diğeri Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı ve araştırmacı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, bulunduğu aracın yoldaki mıcır nedeniyle kayıp şarampole uçması sonucu vefat etmiştir.
40 yılda trafik kazalarında Yalova’nın nüfusu kadar insanımızı kaybetmiş durumdayız. Bu kazalar büyük ölçüde standartlara aykırı şekilde inşa edilen duble yollarımızdan kaynaklanmıştır.
Ak Parti iktidarı vatanın dört bir yanını kara, hava ve deniz yolları ağıyla ördü, örmeye de devam ediyor.  Fakat otoyollarımız uluslar arası standartlara göre inşa edilirken, duble yollarımızın manzarası içler acısı durumdadır. Eski Türkiye’nin devletçi ve yağmacı anlayışında takılıp kalmış, dört duvar arasındaki makam odasından dışarıya çıkmamış, çıksa da “görmeyen, duymayan, hissetmeyen” karakterindeki memurlar, millete hizmet için inşa edilen yolları hiç görmemektedir.
Ülkemizde her 8-10 yılda bir yapılan darbeler, PKK terörü, Gezi kalkışması ve FETÖ darbesi ekonomimizi sarsmasaydı, bugün otoyol ve hızlı tren ağıyla buluşmayan bir tek ilimiz bile kalmayacaktı. Bu ihanetlerden dolayıdır ki, şehirlerimizi ancak duble yollarla birbirlerine bağlayabildik. Ne yazık ki ülkemizin her tarafında otoyol olmadığı için, bu duble yollar otoyol (otoban) vazifesi görmektedir. Fakat şehirleri hatta ülkeleri birbirine bağlayan transit yol olarak kullanılan duble yollarımız; il, ilçe ve köylerimizin ortasından geçmektedir. Bunun insan hayatı açısından ne derece tehlikeli olduğu yeterince tartışılmamaktadır.
Coğrafyamızı hem sömürüp hem kan gölüne çeviren Batı Avrupa ülkelerinde, şehirlerarası transit yollar; yerleşim yerleri içinden geçmez ve o yollarda traktörler, bisikletler ve diğer küçük araçlar seyir yapamaz. Yolun kenarındaki emniyet şeridinde yayalar yürümez, insanlar veya hayvanlar karşıdan karşıya geçmez. Fakat yukarıda sayılan nedenlerden dolayı ülkemizin duble yollarında bu geri kalmışlık manzarası ve trafik katliamları; sıradan olaylar arasında görülmektedir.
Halbuki birçok Avrupa ülkesinde kavşaklar, refüjler, giriş çıkışlar bakımından böylesine iptidai yol düzenlemesi görülmez. Fakat ülkemizde kontrolsüz, sinyalizasyonsuz kavşaklar bulunmaktadır. Bir kısmı ise tehlikeli ve  yetersizdir. Işıksız yaya geçitleri ki; bu kavşak ve yaya geçitlerinde insanların paramparça olduğu, yürek dağlayıcı kazalara şahit oluyoruz. Bütün vatan sathı emniyetli otoyollarla örülene kadar, duble yollarla idare etmeye mecbur kalsak bile; acil olarak bazı düzenlemelerin yapılması şarttır.
Keza ülkemiz otoyol ağlarıyla örüldükten sonra tıpkı Avrupa’da olduğu gibi, otoyollara paralel olarak duble yollar yine önem arz edecektir. Bu duble yollar; elden geldiğince insanların emniyetini sağlayacak şekilde rehabilite edilmelidir.  Otoyolları teknik bakımdan uluslararası standartlara uygun olarak inşa eden Karayolları Genel Müdürlüğü, duble yollara da aynı önemi vermek zorundadır.