Kanal İstanbul konusu ne yazık ki embesil siyasetçilerin diline düştü. Sırf hükümete muhalefet olsun diye insanların canlarını hiçe sayıyorlar. Kimse karşımızdaki dehşetin doğru dürüst farkında değildir.
Muhtemel İstanbul depremi için senaryolar yazılıp akla hayale gelmedik teoriler üretilirken her yıl defalarca kaza yaşanmasına rağmen milyonlarca insanın yaşadığı İstanbul Boğazının tehlikeleri hakkında kimse iki kelime söylememektedir. Umarım bu makale sayesinde iktidara düşmanlık yüzünden gözlerinden başka akıl ve kalpleri körleşmiş insanları uyandırmaya vesile oluruz.
Askeri gemiler de dâhil olduğunda İstanbul Boğazından yüzden fazla geçiş yapmışımdır. Her geçiş ister kılavuz kaptan olsun ister olmasın daima stresli olur. Zira İstanbul Boğazının ters akıntıları, her zaman için kaptanlara çeşitli sürprizler barındırmaktadır.
İstanbul Boğazında maksimum 80 dereceye varan 12 adet dönüş noktası vardır. Özellikle draftı yüksek gemilerin çok dikkat etmesi gereken bu dönüşler ters akıntılarla birleşince oldukça tehlikeli durumlar meydana gelir.
Bazen hiç ummadığınız bir anda gemi, aniden dümen dinlemez olur. Bakarsın; bir balıkçı teknesi sinsice yaklaşarak birden önüne çıkıverir. Sarayburnu civarında ise yolcu ve gezi gemileri her tarafı doldurmuştur. Her biri kendi âleminde seferini tamamlamakla meşguldür. Transit yapan gemileri düşünmezler bile…
İstanbul ve Çanakkale boğazlarında en tehlikeli durum ise makine veya dümen arızasıdır. Ne ilginçtir her ikisini de boğaz geçişi esnasında yaşamış bir denizciyim. Allah korudu da kazasız atlatmak nasip oldu.
Fakat ne kadar dikkat ederseniz edin bu Boğazlar ve özellikle İstanbul boğazı tehlikelere açık olup facialara hazır olmayı gerektirir. Bu yüzden İstanbul Boğazı, tek taraflı olarak gemi trafiğine açık olup Çanakkale Boğazı gibi çift yönlü geçiş; yapılmaz.
Özellikle Kandilli feneri civarında boğaz o kadar darlaşır ve yüksek akıntı meydana gelir ki bazen dümeni alabanda ile (maksimum açı ile) basmak gerekir. Bu bölgede 200 metreden büyük iki gemi aynı anda karşı karşıya geçiş yapsa bir tanesinin diğerine temas etmesi mümkündür. Çünkü gemi dönüşleri kara araçlarının hareketi gibi değildir. Dönüş yönünün aksine doğru savrulur ve geminin kıç tarafı trafik hattının karşı tarafına geçer.
Yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı dünyanın en tehlikeli suyollarından bir tanesi olarak İstanbul Boğazı gösterilir. Elbette boğaz çevresinde milyonlarca insan yaşadığı için ciddi önlem alınması gereklilik hatta zorunluluk haline gelmiştir.
İşte İstanbul Boğazı dünyanın en dehşetli deniz kazalarının meydana geldiği suyollarından bir tanesi olup trafik yoğunluğunun artması dolayısı ile her an büyük bir tehlikeye yol açacak şekilde karşımızda durmaktadır.
Gemilerin çatışmasından tutun batmasına kadar hatta yalılardaki insanları tehdit edecek kadar yüzlerce olay yaşanmış ve yaşanmaya devam etmektedir. Sadece insanları değil milyonlarca deniz canlısı için de çok büyük tehlikeleri barındırmaktadır.
43 Romen denizcisinin öldüğü Independenta faciası bunlardan sadece bir tanesidir. Bunu yazarken dahi tüylerim diken diken oluyor. Hâlbuki Kanal İstanbul sayesinde bütün bu tehlikelerin önüne geçilecektir.