Son 15 Yıldan beri Fetullah Gülen denilen zındığın yapmış olduğu fenalıkları dile getiriyorum ta ki bu dehşetli İslam düşmanını iyi tanıyıp tuzağına düşmeyelim. Belirli zamanlarda bu ve benzer yazıları tekrarlamak gerekiyor. Çünkü hala ABD’ye uşaklık eden bu fena insanın büyüsüne kapılmış çok sayıda kişi var.

Özellikle ABD’den yazılarımı takip eden Ali Rıza Yardımoğlu isimli şahsın bu yazımdan ders çıkarması gerektiğini düşünüyorum. Zira Feto hakkında yazmış olduğum yazılara “gıybet ettin” diye yorum yaparak büyük bir yanlış yapıyor. İslam düşmanlığı yapan kişilerin mahiyetini anlatan yazılar ve sözler asla gıybet olamaz. Bahriye Mektebi mezunu bu kişinin bir parça aklını ve vicdanını kullanması gerekiyor.

15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ örgütü ve elebaşı Fetullah Gülen yüzünden 250’den fazla şehit ve binlerce yaralı verdik. Ekonomimiz milyarlarca dolar zarar gördü. Şimdi bu örgüt liderinin yediği haltları ve yapmış olduğu kötülükleri yazmak hiç gıybet veya yanlış olur mu?

Askeri okulda okurken namaz konusunda FETÖ örgütünün büyük bir karalama kampanyasına maruz kalmıştım. Namazlarımı açıktan kıldığım için hakkımda çok kötü sözler söyleniyor bütün öğrencilerin benden uzak durmasını istiyorlardı. Çünkü onlara göre askeri okuldan atılacaktım ve benim çevremde bulunan kişilerde bunun cezasını çekecekti.

Gerçekten de bu kara propaganda tesirli olmuş sınıfımızda kimse namaz kılmaz olmuştu. Libyalı Muhammed Salih ile beraber yanımızda taşıdığımız muşambadan yapılmış küçük seccademizi yanımızda taşıyor namaz vakti girince merdiven altları veya kalorifer daireleri gibi kimsenin bizi görüp ceza veremeyeceği yerlerde ibadetimizi yapıyorduk.

Sabah ve akşam namazları daha kolaydı zira Heybeliada’da bulunan okulumuzda 14 kişilik koğuşlarda pencere kenarlarında bulunan boşluklarda namazlarımızı kılıyorduk. Sınıf arkadaşlarımızdan görevli olanlar bizleri bölük komutanlarına ispiyonluyorlardı. Namaz kıldığımız için irtica suçlamasına maruz kalıyor çok tehlikeli şahıslar olarak görülüyorduk.

O yıllarda yani 1982-1984 arasında Kenan Evren’in darbeci hükümeti işbaşındaydı. Faşist Evren neredeyse her akşam televizyonlara çıkıp dindar insanlar hakkında atıp tutuyordu. Komünistler hakkında bir fena söz söylüyorsa dindar insanlar hakkında on tane laf ediyordu. Elbette bu sözleri emir olarak görerek durumdan vazife çıkaran komutanlar vardı. Bunlar da askeri okullarda terör estiriyor namaz kıldıklarını gördüklerini fişliyor ve en kısa zamanda cezasını ödetiyorlardı.

Öncelikle askeri okul öğrencisinin velisini okula çağırıyorlar eğer namaza devam ediyor ise okuldan atılacağını söylüyorlardı. Zavallı öğrenci velileri paniğe kapılıp çocuklarına namazı terk etmelerini söylüyorlardı. İşte FETÖ örgütü bu iğrenç durumu fırsata çevirmiş ve ne kadar dini duyguları güçlü öğrenci varsa hepsini bu tehdit sayesinde kendine çekiyordu. Namazları kılmamalarını öğütlüyorlar ve benim gibi öğrencilerden uzak durmaları gerektiğini söylüyorlardı.

Nitekim 1987 yılında Deniz Harp Okulunda okul birincisi de dahil olmak üzere son sınıfa gelmiş askeri öğrencileri acımasızca okuldan atmışlardı. Bu yıllarda askeri liselerde ise tam bir facia yaşanıyordu. Binlerce öğrenci velisi okula çağrılmış öğrencilerin okuldan atılacağını velilere söyledikten sonra eğitim haklarının ziyan olmaması için kendi istekleri ile okuldan ilişiklerinin kesilmesi istenmişti.