Zeynep Hanım ile Yusuf Kamil Paşa’nın büyük aşkı, 155 yıl sonra bile yaşıyor. 
Genelde masallarda olur böyle aşk öyküleri ya da eski Türk filmlerinde. 
Yoksul delikanlı, güzeller güzeli prensese aşık olur. Bizimki de böyle bir öykü. 
Ama gerçek! Tarihin sevgi bahçesinde yeşeren bir izdivaç. Sürgünlere, tehditlere direnen, acıyı bal eğleyen bir aşk...
Mısır’da doğan, İstanbul’da ölümsüzleşen bir yüce sevda...
Prensesimiz Züheyla Zeynep...
Yoksul delikanlımız ise Yusuf Kamil...
O zaman başlasın hikaye...
Yusuf Kamil yoksul bir ailenin çocuğuydu. 
Malatya’nın Arapgir’inde doğdu ve küçük yaşta yetim kaldı. Amcası Osman Paşa onu yanına aldı, okuttu. Zeki, becerikli, dürüst ve çalışkandı. Bilgi ve yetenek olarak yaşıtlarından farklıydı. 21 yaşında Divan-ı Hümayun Kalemi’ne katip oldu. 
4-5 yıl İstanbul’da çalıştıktan sonra Mısır’a Vali Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın sarayına atandı. Züheyla Zeynep ise Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın 3 kızından biriydi. Hidiv Sarayının prensesiydi.
Duygusaldı, narindi yüreği insan sevgisiyle doluydu. Kahire’nin yoksullarına yardım eder, herkesin dertleriyle ilgilenirdi.
Büyüdükçe güzelleşti isteyeni çoktu ama babası üstüne titriyor, kızına layık ince ruhlu birini arıyordu. Kader Yusuf Kamil ile Züheyla Zeynep’i Kahire’de buluşturdu.
Katip Kamil, Hidiv Sarayında işe başladıktan sonra Vali Mehmet Ali Paşa ile tanıştı.Kısa sürede gözüne girdi, güvenini kazandı. Konuşması ve yazılarıyla öylesine etkiledi ki bir süre sonra Mısır Hazinesinin katibi oldu. Yeni görevi nedeniyle sık sık valinin yanına çıkıyor ve kızı Züheyla Zeynep’i görüyordu. İkisi de birbirinden etkilenmişti. Yusuf Kamil ne zaman valinin yanına çıksa, Zeynep’in yüzü kızarıyor, kalbi sanki yerinde duramıyordu. Gel zaman, git zaman Kamil, Mehmet Ali Paşa’ın evladı gibi oldu. Sürekli rütbe atlıyordu. 30’lu yaşlara gelince artık albaydı. Ve bir gün Paşa çağırdı Kamil’i yanına. Zeynep ile birbirinize yakışıyorsunuz. Kızımı sana nikahlıyorum dedi. Dillere destan bir düğün yapıldı ve prenses Zeynep, yoksul delikanlı Kamil’le nikahlandı. Ancak, sarayda bu evliliğe karşı çıkan çoktu. Kim oluyor da bu Kamil denen sıradan bir halk çocuğu Kavalalı ailesinden kız alıyordu. Nikah öylesine tepki almıştı ki, sarayın huzuru kaçmıştı. Mehmet Ali Paşa ortalık yatışsın diye Kamil’i kısa süreliğine İstanbul’a gönderdi. 1845 yılıydı. Sultan Abdülmecid, kızı Adile Sultan’ı evlendiriyordu. Kamil bizzat sultana Mehmet Ali Paşa’nın tebriklerini ve hediyelerini sunacaktı. Sultan ile aralarında sıcak bir dostluk oluştu. Abdülmecid onu Mirimiranlık (beylerbeyi) rütbesine yükseltti. Kamil Mısır’a geri döndüğünde bütün kayınbiraderleri ile Mısır’ın ileri gelen eşraf ve devletlileri kendisine cephe almıştı. Bir süre sonra Kamil ile Zeynep’in mutlu hayatı kabusa dönüştü. Önce Mehmet Ali Paşa, ardından yerine geçen oğlu İbrahim Paşa öldü.