Gençlik çağı oldukça fırtınalı bir dönemdir. Ancak kimi gençte bu dönem sıkıntılı geçer, kimisi de daha az çalkantı ile atlatır. Günümüzde gençlik, birçok sorunla karşı karşıyadır; hayalcilik, özenti, kimlik bunalımı ve kendini tanımama. Bencillik, idealsizlik, cinsellikle ilgili aşırılıklar ve marka düşkünlüğü. Ayrıca manevî değerlerin azalması, ahlakî çöküntü, uyuşturucular, fanatizm ve kötü alışkanlıkların kazanılması, zararlı yayınlar. Aile ile geçimsizlik, okul hayatı ve şiddet. Karamsarlık, can sıkıntısı, güvensizlik, işsizlik ve gelecek kaygısı. Başkaları ile sağlıklı iletişim kuramamak. Meslek ve eş seçimi. Televizyon, bilgisayar, internet, MSN ve facebook bağımlılığı gibi durumlar, günümüz gençliğinin temel sorunları olarak görülmektedir. Gencin Gaye Sorunu Günümüz gençliğinin en önemli sorunu, yaratılış gayesinden habersiz olmalarıdır. Gençlik, bir nevi belirsizlik, arayış ve şekillenme dönemidir. Gençler arasında yaygın olarak kullanılan, “hızlı yaşa genç öl, cesedin yakışıklı olsun”, “atın ölümü arpadan olsun”, “gençliğini yaşayacaksın” gibi sözler, kural tanımazlıklarını meşrulaştırmaya yönelik olumsuz beyanlardır. Gençlik, aşk, para, eğlence ve top peşinde koşmakta ve bunlarla kendini ispatlama çabasındadır. Zira insana verilen ömür, geri dönüşümü olmayan bir fırsattır. Yaratılış gayesinden uzak sorumsuzca bir hayat yaşayan gençler, kötü ve zararlı alışkanlıklar edinmektedirler.

Böylece hem kendilerine hem de başkalarına zarar vermektedirler. Günümüzde Müslüman dendiği halde, amaçsız, gayesiz kitlelerle karşı karşıyayız. Genç, şaşkınlık, tedirginlik içinden kurtulması ve mutlu, huzurlu olması için, ilk önce şu temel sorulara cevap bulması gerekir: İnsan nedir? Nasıl bir varlıktır? Yeryüzüne nerden gelmiştir? İnsan nereye doğru gidiyor? Hayatının asıl gayesi nedir? İnsanın bu dünyada görev ve sorumlulukları var mıdır, varsa nelerdir? Tabiî ki, yaradılış gayesi açısından bakıldığında, insan meçhul bir varlık değildir; o mesul (sorumlu) bir varlıktır. (Bkz. 102/Tekâsûr, 8) Çünkü insanlar dünyaya tesadüf eseri gelmiş değildir.

İnsanlar, dünyaya bir amaç ve gaye için, Allah’a kulluk yapmak için gelmiştir. (Bkz. 51/Zâriyât, 56) Dünyaya gelişimizin gayesi, Allah'ı tanımak ve ona ibadet etmektir. Allah Teâlâ’ya kulluk/ibadet yapmak için yaratılan insan, bu temel görevini yerine getirirse dünyada da ahrette de huzur ve mutluluğa kavuşur. Yüce Allah şöyle buyurur: “Kim Allah'a ve Rasûlü'ne itaat ederse ve Allah'tan korkup emirlerine uygun yaşarsa (inanç, ibadet ve güzel davranışlarda bulunursa) ‘kurtuluşa ve mutluluğa' erenler bunlardır.” (24/Nur, 52) Dolayısıyla gençlerimize, hayatını insanın yaratılış gayesine uygun geçirmesi için, gerekli ahlâkî ve manevî donanımı vermeliyiz.

Gencin Cinsellik Sorunu Gençler, şehvetin ve cinsel dürtülerin imtihan olduğunu, sadece sevgi ve bağlılıkla birlikte olduğunda, yani evlilik içinde yaşanmasının gerektiğini bilmelidirler. Bu manevî ve ahlak hassasiyetinin bir gereği olduğu gibi, aynı zamanda ergenin zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlığı yanında evliliğinin gelecekteki istikrarı açısından da çok önemlidir. Gencin cinsel tutkularına ve hislerine hâkim olması, hayır diye bilmesi, cesaret ve güç göstergesidir. Bunun ispatlanması gerekir. Genç, iffetini korumakla yaratıcının yasaklarına uyması karşılığında pek çok yönden faydalar elde edecektir. AIDS, frengi hastalıklardan korunacaktır. Tabii ki, Yüce Allah’ın emirlerine uygun yaşayanlar maddî ve manevî açıdan kazanımları olacaktır. Gençlik ve Şiddet Şiddet, güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareketlerin tümüdür. Gün geçmiyor ki gazete ve televizyonlarda okullarda şiddet, çeteleşme haberleri duyulmasın! Aile içinde yaygın biçimde yaşanan, sporda taraftarı birbirine düşüren, ünlü simaların dayak olaylarıyla günlerce gündemden düşmeyen şiddet, okullarda da düşündürücü boyutlara ulaştı. (Devamı yarın)