Yani ki değerli dostlar, biz illa ki beğenmezlik yapacaksak önce kendimizi beğenmeyelim. İlla ki bir hata arayacaksak evvela kendi hatamızı arayalım. İlla ki bir eksiklik bulacaksak öncelikle kendi eksiğimizi bulalım. Zira yaratılan hiçbir kul tam değildir malumunuz, insan olarak eksik ve hatalı ve dahi günahkârız bu açıdan baktığımızda illa ki çevremizdeki insanların hataları, kusurları, yanlışları olacaktır. Küçük hatalardan, kusurlardan, yanlışlardan bütün bütün bağlarımızı koparmayalım. Sabırlı ve müsamahakâr olmaya gayret gösterelim. Zira sosyal hayatımız çöktüğünde, bağlarımız koptuğunda, yani sevgi ve muhabbet damarlarımız kuruduğunda hayat bütünüyle iç dünyamız için acımasızlaşır ve çoraklaşır. 'Elbette bunları söylerken hatasız, yanlışsız yahut kusursuz bir hayatı yaşayan biri gibi söylemiyorum. Ancak bir yakınımızdan, bir dostumuzdan gördüğümüz hatalı davranıştan yahut bilinçli yanlışlardan sonra en azından bir süre uzak kalsak da tam olarak bağlarımızı koparmamak adına en azından selamlaşmaya devam etmeli ve içimizdeki o yakınlık bağını tam manasıyla koparmamalıyız ve anlatmaya gayret ettiğim gibi bağımızı koparmamak adına geçirdiğimiz süreç boyunca her insanın hata yapabileceğini ve yanlışsız insan olmayacağını düşünüp hatta belki de yaşanan hadise her ne ise belki kendi yanlış tavırlarımızın da olduğunu düşünme fırsatı bulmuş oluruz. Bu süreç içinde de yeniden yakınlık, dostluk bağınız imar etmiş oluruz. ' Ve Her ne olursa olsun, Merhum Abdurrahim Karakoç'un dediği gibi ; Gölgesinde otur amma Yaprak senden incinmesin. Temizlen de gir mezara Toprak senden incinmesin. Yollar uzun, yollar ince Yol kısalır aşk gelince Yat kurban ol İsmail’ce Bıçak senden incinmesin. Burdayım de ararlarsa Doğru söyle sorarlarsa Tabutuna sararlarsa Bayrak senden incinmesin. İl göçsün göçtüğün vakit Yol yansın geçtiğin vakit Suyundan içtiğin vakit Kaynak senden incinmesin. Toz konmasın sakın sana Hakkı geçer halkın sana Gücenmesin yakın sana Uzak senden incinmesin. Abdurrahim Karakoç Bu güzel dörtlüklerin öğütlediği gibi yaşama gayesinde olmak lazım elbette "amma" diyerek yine bir Hadisi Şerifle son sözü söylemiş olalım. Dedik ya mükemmel olamayız diye; Ebu Eyyub (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah Teâlâ hazretleri sizi helak eder ve yerinize, günah işleyecek (fakat tevbeleri sebebiyle) mağfiret edeceği kimseler yaratırdı." [Müslim, Tevbe, 9, (2748); Tirmizî, Da'avât 105, (3533).] Bütün bunların nihayetinde özümüze sahip çıkarak, kendimizi kaybetmeden hayatın yollarında yürümeliyiz. Sosyal hayatımızı yanlışlarımızın ve çevremizdeki insanların yanlışlarının arasında doğru götürebilmek ve bağlarımıza yani özümüze yani kültürümüze sahip çıkmak adına Manevi değerlerimizden ve geçmişimizden bize kalan güzellikleri yaşatarak hayatı güzelleştirme gayretinde olmalıyız.