15 Temmuz 2016 darbesini yapan amirallerden sekiz tanesi ile Deniz Harp Okulunda birlikte okumuştuk. Bu amiral rütbesine gelmiş kişilerin nasıl mankurtlaştırıldığını ve kendi halkına silah doğrulttuğunu dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışalım.

ABD istihbarat elemanları, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’i yıllar önce tanımış bu İslam düşmanından çok yararlanabileceklerini anlamışlardı. Bu kişide çok kolay “yalan söyleyebilme” ve “Hollywood artistlerinin gıpta edeceği derecede rol yapabilme yeteneğini” keşfetmişlerdi. Öyle ki; ağlarken konuşabilecek kadar yetenekliydi.

Feto, Sabetay Sevi’nin İzmir’deki cami süsü vererek gizli bir şekilde örgütlendiği Kestanepazarı’nda kalmış burada vaiz olarak yıllarca devletten maaş almıştı. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı tarafından korunup kollanıyor her türlü fitne ve fesadın içine girebiliyordu. ABD ve Siyonistlerle işbirliği yaparak amaçlarına ulaşacağını düşünmüştü.

İşte bundan 50 yıl önce devleti ele geçirmek için silahlı kuvvetlere sızarak darbe yapmayı en kestirme yol olarak görmüştü. Fakat bir ilkokul mezunu vaizin bu işleri sadece kendi başına yapabilmesi imkânsızdı Bu maksatla kendisine yardımcı olacak kişileri bulmuş ve bunlar yardımı ile 15 Temmuz 2016 darbesini yapmaya muvaffak olmuştu.

1980’li yıllarda Bahriye mektebine girmiş burada okumaya başlamıştım. O yıllarda yani 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında askeri cunta dindar insanlara kan kusturuyordu. Bütün askeri okullarda namaz kılan öğrenciler fişlenip takip ettiriliyor eğer ibadetlerini terk etmez ise yüklü bir tazminat ödettirilerek öğrencileri askeri okullardan atıyorlardı. Bu şekilde yaşayan binlerce askeri öğrenci vardır. Bir kısmı ile tanışma fırsatı bulmuştum. Bazen çalıştığım ticari gemilerde bazen de üniversitede yüksek lisans yaparken karşılaşmıştık. Gerçekten acımasız bir muameleye maruz kalmışlardı.

Dindarlara yapılan zulmü fırsata çeviren Feto, yardım etmek istediğini söylediği askeri okul öğrencilerine tedbirli olmak gerektiği için “namaz kılmalarına gerek olmadığı” aldatmacasını çıkarmıştı. İslam’da yeri olmayan “ima ile namaz” adı altında bir çeşit şarlatanlık yaptırıyordu. Güya “kitap okurmuş gibi yaparak namaz kılınabilir” diye yüzlerce öğrencinin beynini yıkamıştı.

İşte Feto’nun insanları nasıl mankurtlaştırdığını hatta 15 Temmuz’dan sonra hapiste iken dahi kendilerini kurtaracağına ne şekilde inandırdığını anlamak için bu “ima ile namaz” konusunu iyi bilmek gerekiyor. Zira bir defa bu dehşetli zındığın sözünü dinlemeye başladın mı; arkası muhakkak daha fena şekilde geliyordu. Daha sonra oruç yasaklanıyor sırası ile içki içmek ve daha nice Allah’ın kesin bir şekilde yasakladığı fiilleri işlemek gibi dehşetli bir duruma düşülebiliyordu.

Deniz Harp Okuluna başladığım ilk sene bu mankurtlarla namaz konusunda ciddi bir tartışmamız oldu. “Bu şekilde namaz kılınmaz” dediğim için FETÖ örgütünün hedefi haline geldim. Feto’ya sempatisi olan öğrenciler benden uzaklaşmaya başladılar. Hatta bir kısmı ile ciddi kavgalarımız oldu. İşte bu konudaki bazı olayları okuyucularımla paylaşayım:

Deniz Harp Okuluna henüz girmiştim. Benim gibi 48 öğrenci sivil liseden mezun olarak üniversiteye gitmemiş Deniz kuvvetlerine katılmıştık. Deniz Lisesinden gelen öğrencilerle birlikte askeri intibak kampında eğitimlere iştirak ediyorduk.

Heybeliada’daki bu askeri kampta Hasan ve Mehmet isimli iki öğrenci Feto’cu diye biliniyordu. Bunlar namaz niyaz ile ilgilenmez diğer öğrencileri kendilerine benzetmeye çalışırlardı. Bunlardan başka bir de aşırı sol görüşlü öğrenciler vardı. Maocu, Leninci ve daha nice komünist fraksiyona mensup öğrencilerle tanışmıştım.