Bediüzzaman’ın söyledikleri bir bir meydana geliyor. Önceki yazımızda belirttiğimiz gibi üç karanlıktan ikisi oldu. Zira Çarlık Rusya’sı ve Sovyet Rusya parçalandı, hatta perişan oldu. Şimdi Putin Rusya’sı da dağılmak üzere. Ve şimdi ise 3. Karanlık vakti gelmiş gibi. Yine bir uçak yüzünden bu sefer Türk F-16’sı, Putin Rusya’sını sekerat vaktine soktu. Çünkü hala Sovyet Gizli Servisi KGB yöneticisi gibi hareket eden Putin, adeta gözü kapalı bir şekilde uçuruma yuvarlanıyor. Çarlık Rusyasındaki Rasputin gibi. Bu ise Rus-Putin. Hiçbir aklı başında adam “Yahu Rus-Putin bir dur! Ne demeye kabile yöneticisi gibi konuşup zaten bitip tükenme eşiğine gelmiş Rusya’ya son noktayı koyacaksın” diye soramıyor. Buna karşı bütün dünyadan itiraz sesleri yükselmeye başladı ve artarak devam ediyor. Rus uçağının düşürülmesi üzerine bütün dünyada oluşan havayı en güzel şekilde ABD’nin eski Ankara büyükelçisi James Jeffrey özetledi: “Sonunda birisinin Putin’e haddini bildirmesinden memnunum.”
Gerilimin düşürülmesi için taraflara yapılan tavsiyelere rağmen birçok mazlum ve mahzun ülke Türkiye’den geri adım atmasını beklemiyor, hattâ istemiyor. Çünkü Türkiye sadece bir uçak düşürmekle kalmadı; sınırlarımıza tecavüz eden Rus uçağına attığı füzeyle, şimdiye kadar defalarca Moskof tacizine uğramış, ama karşılık vermeyi göze alamamış nice ülkelerin yüreğini serinletmiş durumda.
F-16’larımız bununla da kalmadı, Rusya Federasyonu denen şeyin içyüzünü de ortaya çıkarıverdi. Kendisini dünya kabadayısı sanan bir ülkenin cebri, kibri, havası, gururu dünyanın gözleri önünde bir füze atışıyla zir ü zeber oldu. Putin ve adamlarının öfkesi işte buradan geliyor. Ve bu manzaranın önemli sonuçları var:
1. Bu defa yanlarına kalmadı. Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri de dâhil olmak üzere neredeyse dünyanın bütün ülkelerine karşı işledikleri hak ihlâlleri gibi Türkiye’ye karşı yaptıklarının da yanlarına kâr kalacağını sanıyorlardı. Fakat bu hesapları bütün dünyanın gözü önünde tersine döndü.
2. Yalanlarıyla küçük düştüler. Baştan aşağıya kadar haksız oldukları bu hadisede içine düştükleri rezaleti örtbas etmek için her zamanki gibi bu sefer de; DAEŞ’e petrol satıyor yalanına başvurdular. Ancak dünyanın gözü önünde cereyan eden ve Türkiye’den başka şahitleri de bulunan olay hakkında ürettikleri yalanları yüzlerine gözlerine bulaştırarak kendilerini daha da küçük duruma düşürdüler. Bir büyükelçi, Rusya Devlet Başkanını “Putin’in adı Pinokyo olsaydı burnu bir metreyi geçmişti” sözleriyle tanımlıyor.
3. Devlet değil sanki ilkel bir kabile tepkisi gösteriyor. Onca gücüne ve yalancı heybetine rağmen, Rusya Federasyonu devlet dahi olamadığını bu hadise üzerine verdiği tepkiyle ortaya koydu. Başta Putin olmak üzere, adı bilinen veya bilinmeyen bir sürü Rus yetkilisinin peş peşe yaptığı açıklamalar birbirini nakzetme rekorları kırdı, birinin söylediğini diğeri yalanlayıp durdu; fakat hepsinin birleştiği bir nokta vardı: Bu tepkiler hiçbir zaman bir devlet tepkisi seviyesine ulaşamadı. Türk yolcuların taciz edilmesinden tutun, Rusya’da fuar ziyaretinde bulunan işadamlarını gözaltına almaya varıncaya kadar, Rusya’nın bu hadiseye verdiği tepkilerin tümü, bir roman aşiretinin kavgasını andıran tepkilerden ibaret oldu. Başka bir deyişle, bir Türk F-16’sı, devlet görünümlü kabileyi bir füze ile fabrika ayarlarına döndürdü.
4. Rus yetkilileri henüz bu gerçeğin farkında değiller, öfkeleri bunu görmelerine besbelli engel oluyor; fakat şimdiye kadar bir süper güç olarak algılanan görüntünün gerçekte ilkel bir kabileden başka birşey olmadığını şimdi bütün dünya görüyor. Ve tabii ki, Rusya’nın bundan sonra diğer ülkelerle olan münasebetlerinde de bu bilinçlenmenin eseri görülecek.