Türkiye’nin Afrin’de başlatmış olduğu harekât; gerçekten de bağımsız ve kendi milli çıkarlarına uygun siyaset izleyen bir ülke olduğumuzu tüm dünyaya göstermiştir. Peki, daha önce bağımsız değil miydik? 
Evet değildik. Batı ülkelerinin şamar oğlanı, ezik ve mahcup ülkesiydik. Çünkü önceki siyasetçiler daima ABD’den icazet alır onların oluruyla göreve başlayabilirdi. Eğer Menderes gibi ülke çıkarlarını koruyan politikalar izlendiği takdirde derhal darbe yapılırdı. 
Hatta bu aşağılık düzen öyle bir seviyeye gelmişti ki ülkemiz her 8-10 yılda kesintisiz darbe sürecine girmişti. Mütareke basınından daha aşağılık gazeteciler darbecilere alkış tutar, anayasa mahkemesi üyeleri bile anayasayı ayaklar altına alan faşist darbecilere yalakalık yapacak kadar onursuz ve ahlaksız bir şekilde görevlerine devam ederdi.
Bu kadar feci bir düşüşten 15 Temmuz 2016 direnişi ile kurtulduk. Halkımız Amerikan köpeklerine bu sefer geçit vermedi. Sadece darbe yapmak için verilen ülke savunması için aldığımızı zannettiğimiz tanklara canımız, bedenimizle karşı koyduk. Ve dünya tarihinin kırılma noktası işte bu gün meydana geldi.
Ordumuz Amerikan piçlerinden temizlendi ve halen de bu temizlik devam ediyor. Öyle ki bu temizlik derhal etkisini gösterdi ve damarlarında yiğitlik ve mertlik kanı taşıyan kahraman ordumuz; darbeden bir ay sonra “Fırat Kalkanı” harekâtı ile Batı’nın semirtip büyüttüğü DAEŞ teröristlerini Suriye’den temizledi. 
Bu DAEŞ terör örgütü öyle büyük bir tokat yedi ki bir yıl içinde bütün Irak’tan ve Suriye’nin büyük bir kısmından da temizlendi. Şimdi sıra; DAEŞ benzeri şekilde semirtilip büyütülen PKK terör örgütüne geldi. Bunun için ne ABD ne de Rusya’nın izni alınmadan düşmanlarımızı bağırta bağırta Suriye’nin Afrin topraklarına daldık. ABD ve batılı ülkeler hala bunun şokunu yaşıyor. Diplomasi konusunda da özgün ve bağımsız tavrımız etkisini gösterdi ve herkesin saygı duyduğu bir ülke olduk.
Bu operasyon; masum sivillerin korunması amaçlandığı için elbette yavaş yürüyecektir. Zira PKK; halkı canlı kalkan olarak kullanmaktadır. İğrenç ve iğrenç olduğu kadar ahlaksızca yapılan bölge insanına ve ordumuza karşı bu sinsi tuzak; Türk Silahlı Kuvvetlerinin kılı kırk yaran hassas tutumu nedeniyle boşa çıkarılmıştır. Yoksa Rusya’nın en son Halep örneğinde yaptığı gibi halı bombardımanı ile kolayca başarıya ulaşabilirdi.
Lakin bu ordu İslam ordusudur. Masum sivillere zarar vermemek için ceddinin gittiği yoldan gitmektedir. Malumunuz Osmanlı askeri, yediği üzümün parasını asma fidanlarına asarak değil masum halka ağaçlara bile zarar vermezdi.
Evet, ülkemiz gerçekten de bağımsız ve özgür bir şekilde kendi milli çıkarlarına uygun hareket etmektedir. Peki, bunun sebebi sadece 15 Temmuz şanlı direnişi midir? Hayır. Bunun başka sebepleri de vardır. İşte bunun en önemlisi; dünyanın en sofistike silahlarını kendi yerli imkanları ile üretebilmiş olmasıdır.