Bazı zatlar Kuran okumanın sevabı olmadığını önemli olan şeyin ise Kuran’ın anlamını bilmek gerektiğini söyleyerek Kuran okuyan müminlere hakarete varacak derecede ağır sözler sarf etmektedirler. Bu devlet ve medya tarafından şımartılmış zavallılara onların seviyesinde cevap vermeyeceğim tabii ki.. Zira kendimi de çok aşağılara düşürmüş olurum. Bunun yerine hadis-i şeriflerden Kuran-ı Kerim okumanın fazileti hakkında birkaç hususu zikretmek ve İslam âlimlerinin sözlerine yer vermek istiyorum.
Kuran' da; Kuran okunmasının fazileti ile ilgili bir çok ayet vardır. En meşhuru "Ve-iżâ kuri-e-lkur-ânu festemi’û lehu veensitû le’allekum turhamûn" Meali "Kur’an okunduğu zaman ona kulak verip dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin"(Arâf, 7/204) 
Bu ayet Cuma namazlarında okunduğu için çok bilinen ayetlerden birisi olup Kuran okunurken saygılı davranmanın gerektiğini vurgulamaktadır. 
Yine “Kur’ân’ı tane tane, açık açık oku!”(Müzzemmil Sûresi, 73/4) emri manası kadar lafzının da önemini gösterir. Namazda Kuran okunması farzdır. Demek ki her namaz ile ilgili emir Kuran okunmasının fazileti ile alakadardır. 
Keza "Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'ân'ın indirildiği aydır." (Bakara, 2/185) ayeti Ramazan Ayının Kuran ayı olduğunu ve bu ayda okunmasının faziletini hatırlatır.
"Biz, Kur'an okunduğu zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizleyici bir örtü çekeriz. Ayrıca, onu anlamamaları için kalplerine bir kapalılık ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen, Kur'an'da Rabbinin birliğini yadettiğinde onlar, canları sıkılmış bir vaziyette, gerisingeri dönüp giderler" (İsrâ, 17/45, 46) ayetleri ve "Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu Kitab'ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri hem de gönülleri Allah'ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu Kitab, Allah'ın, dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz." (Zümer, 39/23), 
"Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz." (Haşr, 59/21).
"Biz onu (Kur'an'ı) Kadir Gecesi'nde indirdik. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır." (Kadr, 97/1-3) ayetleri manasını yaşamak kadar okumanın da faziletini ifade etmektedir. Demek ki bin geceden daha hayırlı olan bu gecede Kuran okunması Kuran'a göre önemli bir zikir ve hatırlatmadır. Bu konuda ayetlerden başka hadisi şerifler vardır. 
Kuran 'ın lafzı ve hatta tesbihat-ı Nebeviyenin (namaz tesbihatı) lafızları taş gibi cansız bir elbise değil; belki cesedin hayat tar cildi gibidir ve öyle bakılmalıdır. Elbise değiştirilir; fakat cilt değişse, vücuda zarardır. 
Sure-i İhlas'ı arefe gününde yüzer defa tekrar edip okuyan bir zat görmüş ki: “Bendeki manevî duyguların bir kısmı birkaç defada gıdasını alır, vazgeçer, durur. Ve kuvve-i müfekkire gibi bir kısım dahi, bir zaman mana tarafına müteveccih olur, hissesini alır, o da durur. Ve kalb gibi bir kısım, manevî bir zevke medar bazı mefhumlar cihetinde hissesini alır, o da sükût eder. Ve hâkeza...
Gitgide o tekrarda yalnız bir kısım letaif ve duygu kalır ki; pek geç usanıyor, devam eder, daha manaya ve tetkikata hiç ihtiyaç bırakmıyor. Gaflet kuvve-i müfekkireye zarar verdiği gibi, ona zarar vermiyor. Lafız ve okuma ona kâfi geliyor. Eğer manayı o vakit düşünse, zararlı bir usanç verir. Ve o devam eden duygular, latifeler, öğrenmeye ve düşünmeye muhtaç değiller; belki hatırlamaya ve teşvike ihtiyaç gösterirler. Ve o cild hükmündeki lafızları onlara kâfi geliyor ve mana vazifesini görüyorlar”