Karakuş, Rusya’dan aldığımız S400’leri “Azerbaycan’a verelim” diyerek de akıl almaz açıklamalarda bulunmuştu. Aklı sıra ABD ile aramızın düzeleceğini zannediyordu. Demek ki; ABD’yi hiç tanımamış. Gerçek dost ve düşman özelliklerinden haberi yok. Yunanistan’ın ani baskın yapabileceğini öne süren ve Yunan medyasınca da övülen Karakuş, nasıl olur da Türkiye’nin şu anda en önemli savunma sistemlerinden birisi olan S400’leri Azerbaycan’a vermek gibi mantıksız bir iddiayı ileri sürebilir; bunu ciddi olarak düşünmek gerekiyor.

Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde çok büyük savunma sanayi yatırımlarına imza atmıştır. Yunanistan gibi derme çatma ve çok çeşitli ülkelerden silah satın almak yerine milli silah endüstrisini kurmuş ve çok önemli ürünler geliştirmiştir. Üstelik bunları satın almak için birçok ülke sıraya girmiştir. Bayraktar isimli silahlı insansız hava araçlarımız için şarkılar dahi söylenmektedir.

Elimizdeki mevcut savunma silahlarını ve F16 uçaklarını yok sayarak Yunanlıların Ankara’ya kadar gelip sanayi tesislerimizi vuracağı iddiası da Karakuş’un günahları arasındadır. Zira savaş adına söylediği hususlar insanımızı hedef almaktadır. Ülkemizi küçümsemek, mevcut silahlarımızın kapasitesini yok saymak; nasıl bir zillettir? Anlaması çok zordur. Sanki Yunanistan ani baskın yaptığında saldırıyı bekleyen radar ve erken ihbar uçaklarımız yok. Elimizde gece karanlığında dahi görev yapacak F16’lar bulunmuyor.

Askeri sır ve başka nedenlerle birçok önemli silahlarımızın yetenekleri ortaya çıkarılmamaktadır. Demek ki; psikolojik harp unsurlarının devreye sokulması ve karşı atağa geçme zamanımız gelmiş ve geçmektedir. Bu konuda Karakuş’a sadece bir noktada cevap vereyim. Şu anda Gökdoğan ve Bozdoğan isimli havadan havaya atılan güdümlü mermiler; F16’ların yanında Atmaca isimli SİHA’larımızdan dahi kullanılabilmektedir. Ayrıca yerli olarak hem uçaklarımızı hem de bunların kullandığı füzeleri üretme kabiliyetimiz var.

Daha ilerisini de söylemek gerekiyor. Dünyada ilk defa SİHA’ların konuşlandığı uçak gemisi projemiz son aşamasına gelmiştir. Aynı zamanda çok maksatlı amfibi gemi olan TCG Anadolu, Türk mühendislerinin ulaşmış olduğu büyük bir başarıyı göstermektedir. Dünya savaş stratejilerini değiştiren SİHA’larımız şimdi denizcilik alanında da dünyaya bambaşka bir yön vermektedir.

Demek ki; ABD ve Yunanistan’ın yaptığı gibi psikolojik savaş konusunda atağa geçmemiz gerekiyor. Bu konuda değerli asker arkadaşım Yusuf Çağlayan’ın “Sosyolojik Savaş” ve Üsküdar Üniversitesi Rektörü Nevzat Tarhan’ın “Psikolojik Savaş ve Gri Propaganda” kitaplarının başta askeri okullarımız olmak üzere üniversitelerimizde yardımcı ders kitabı olarak okutulması gereklidir, vesselam…