F. Gülen’in fenalıkları saymakla bitmez. Bunu aşikâre yapmaya devam ettiği için onu deşifre etmek hali pür melalini göstermek benim gibi adamların boynunu borcudur. Zira bu zat ve avanesi girdiği her kurumu berbat etmekte adeta bataklığa çevirmektedir. Dürüstlük, ahlaklı ve faziletli olmak yerine amaca ulaşmak için her yolu mübah gören bu güruhu namaz konusundaki kabul edilmez tavırları ile tam 33 yıl önce tanıdım. İbret almak için okunmasını tavsiye ederim.
F. Gülen denilen şahsın içyüzü askeri okulda okurken ortaya çıkmıştı. Zira imandan sonra en mühim hakikat olan namaz terk ettirilmeye çalışılıyordu. İma ile namaz adı altında kandırdıkları öğrencileri avuçlarına alıp fitne ve fesada bulaştırmışlardır. 1980’li yıllarda benim gibi namazlarını kılan gençler Harp Okuluna girdiklerinde oldukça büyük güçlükler ile karşılaşıyorlardı. Yüzlerce hatta binlerce öğrenci Darbeci Kenan Evren’in kışkırtması ile okuldan atılmıştır. Bu durumu fırsata çeviren Fetullah, askeri öğrencilere namazlarınızı ima ile kılın diyerek onları dinden diyanetten uzaklaştırmaya başlamıştır.
Bu ima ile namaz konusunu biraz izah edeyim. Öncelikle namazın farzları konusunda bütün İslam alimleri müttefiktir. Bir tek bu Fetullah denilen azgınlaşmış şahıs hariç. Çünkü sağlıklı olan her Müslümanın kılması farz-ayn olan namazı, kitap okurken, yatıp uzanırken kılabilirsiniz diyerek tağyir etmeye kalkışmıştır. Güya kendisini gizleyecek askeri okuldan atılmaktan kurtulacak…
Namaz kılan birisi olarak Deniz Harp Okulunda geçirdiğim ilk günler bu konuda oldukça heyecanlı olmuştu. Gizli gizli namazlarımı kılmaya çalışıyordum. Lakin namaz günde beş defa kılınması farz olan bir ibadettir. Ne kadar gizlenebilir ki? Nitekim hemen nasihatler başlamıştı. Namazını evde kıl okulda kılma diye. O yıllarda dini kitapları çok okurdum. Namaz konusunda hiçbir yerde “evde kılın” diye bir şey yazmıyordu. Bilakis namazı vaktinde kılma konusunda ne derece önemli olduğuna dair bilgiler veriliyordu.
Bu konuda bazı öğrenciler ile tartışmaya başladım. En sonunda bana “ima ile kılmak hiç kılmamaktan dahaiyi değil mi?” diye sordular. Bende “evet hiç kılmasan daha iyi” dedim. Çünkü namazını kılamayan birisi, Allah’a yönelip af dileyebilir fakat kıldığını zanneden bir insan hatasını kabul etmezdi.
Sonunda benim namaz konusunda taviz vermeyen tarzım karşısında bazı öğrenciler panik oldu. Çünkü birçok öğrenci bana aldanarak yoldan çıkabilirdi. Hakkımda inatçı, yobaz, gerici vs. diyerek çok fena propaganda yaptılar. Benim burnum sürtmeli hatta okuldan atılmalıydım. Bu sayede” bak bizim dediğimiz gibi yapmadı, başına neler geldi” demek istiyorlardı.
Eksik olmasın Harp Okulu komutanları da bu dehşetli çetenin ekmeğine yağ sürüyordu. Dindar öğrenciler baskı altına alınıyor adeta Fetullahçıların kucağına itiliyordu. Benden de namaz konusunda hesap sordular. Bölük komutanımız odasına çağırdığında benim tavizsiz halimi görünce bir şey yapamayacağını anladı fakat verilen izinsizlik cezaları daha da artmaya başladı.
Fetullahçılar, benim askeri okuldan mezun olmamdan rahatsız olmuşlardı. Zira onların tezine göre benim subay çıkmam mümkün değildi. İşin daha kötüsü; alkollü içki içmeme ve oruç tutma konusunda da hayal kırıklığına uğramışlardı. Sonunda 28 Şubat 1997 süreci devreye girdi de mutlu oldular. Başbakana “içki yok mu?” diyerek dışarıdan rakı getirecek kadar küstahlaşan Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya, benim gibi eşi başörtülü olan binlerce askeri ordudan attı. “Hah! Bak bizim dediğimiz oldu. Namaz kılan oruç tutanların başlarına geleni gördünüz işte” diyerek zehirlerini yaymaya daha güçlü bir şekilde devam ettiler.
Şimdi sosyal medyada “zina yapabilirsiniz fakat zevk almayın!” diye Fetullah’ın fetva verdiği söyleniyor. Buna inanırım zira Peygamber Efendimizin (asm) “dinin direğidir” dediği namazı tağyir edecek kadar alçaklaşan bu insanlar zinayı da serbest bırakabilirler. Tıyneti bozulmuş bu insanlardan her fenalık beklenir…