Kadın ve erkek arasındaki eşitlik durumunu ve 8 Mart Dünya Kadınlar günü öncesi medya yansımalarını inceleyen araştırma ve danışmanlık kurumu; elde ettiği bilgilere göre, evlendikten sonra kadınların çalışmaması gerektiğini düşünen erkeklerin yüzde 25 olarak belirlemiştir. Yani hükümetin kadınları yuvadan çıkarma çabası gayet olumlu sonuçlar vermiş. Halkımız ve özellikle de erkekler; kadınların çalışması gerektiği konusunda resmen devlet eliyle aldatılmıştır. 
Kadınlar arasında bu oran yüzde 14 olarak hesaplanmış ve kadınların daha büyük oranda çalışma hayatına girmek istediği ortaya çıkmıştır. Elbette ev hanımları ve anneler bu kadar çok aşağılanırsa başka bir sonucun beklenmesi mümkün değildir. Demek ki benim gibi dini ve manevi değerleri önemseyen insanların çok çaba göstermesi gerekiyor.
Öte yandan her on erkekten beşine denk gelen yüzde 51 oranıyla erkekler, kadınların çalışmak için eşlerinden izin alması gerektiğini dile getirirken,  bu düşünceye katılan kadınların sayısı yüzde 36 olarak karşımıza çıktı. Yani kadınlarımız, kocasının sözünü dinlememeyi marifet sayıyor. Ailenin parçalanıp yok edilmesi ve boşanmaların artması için başta devlet olmak üzere birçok kurum elinden geleni ardına koymamış. Diyanet İşleri Başkanlığı camiye çorapsız girenleri kovmakla uğraşırken bu konulara el atmayı gereksiz görüyor.
Anayasal bir sorumluluk olarak aileyi korumakla görevli olan hükümetise evlere şenlik. Aile Bakanlığı aileyi korumak yerine “nasıl parçalayıp perişan ederim” düşüncesi ile çalışıyor. Sonra kalkıp “kadına şiddet” ve “çocukların istismarı” gibi konularda nutuk atıyorlar. Ne diyeyim ki; Allah, ıslah etsin…
Medya da kadınların en çok şiddet ve taciz konularıyla haber oldukları belirlenmiş ve yapılan medya analizinde, 2015 yılında kadına yönelik taciz ve şiddetin 29 bin 49 habere konu olduğu tespit edilmiş. Bu rakamlar 2016 yılında 19 bin 858, geçtiğimiz yıl ise 19 bin 429 olmuş ve medyanın en çok konuştuğu başlıklar arasından yerini almış. Korkunç bir artış görülüyor. Alınan tedbirler ise reaktif yani cezalandırma ile ilgili önlemler. Yahu bataklığı nasıl kuruturum diye kimse düşünmüyor mu?
Araştırmada bin 500 kişi katılmış ve kadınların yüzde 61’i çalışmanın ekonomik özgürlük olduğunu savunmuştur. Kapitalizme köle olmak nasıl bir özgürlük ise bu derece ağır bir propaganda etkisini açık bir şekilde göstermiştir. 
Geriye kalan kadınların yüzde 36’sı ise aileye katkı olduğunu söylerken, yüzde 31’i özgüven anlamına geldiği belirtmiş. Bunun yanı sıra çalışmanın, hayatı devam ettirmek için gerekli bir eylem olduğunu düşünen erkeklerin oranı yüzde 22, kadınların oranı ise sadece yüzde 10 olmuş. Çalışarak eşine destek olması gerektiğini düşünen erkeklerin de oranı yüzde 65 olarak açıklanırken, bu oran kadınlarda yüzde 73 olarak görülmüş.