Sadece kadına yönelik şiddet değil bütün canlılara karşı işlenen şiddet suçlarının en önemli sebeplerinden bir tanesi alkoldür. Bu konuda çok yakın bir zamanda yapılan bir çalışmada in en önemli sebebi alkoldür. Bu konuda yapılan çalışmalarda alkollü iken şiddete başvurma oranının yüzde 70 olduğu tespit edilmiştir.
Yeşil Yıldız Bağımlılıklarla Mücadele Derneği Başkanı Yahya Öger, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre alkollü iken şiddete başvurma oranının çok yüksek olduğunu söylemiştir. Sadece ülkemizde değil dünyanın her tarafında aynı sonuç ile karşı karşıya kalıyoruz.
Bu konuda çok sayıda ayet ve hadis bulunmaktadır. Büyük günahlardan bir tanesidir. Sadece ikişer tane örnek verelim.
“Ey iman edenler, içki, kumar, putlar, fal okları şeytanın necis işleridir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık hepiniz vazgeçin! Maide suresi 90-91”.
Hadis-i şeriflerde buyruldu ki: “İçki, günahların en büyüğüdür, her kötülüğün ve her günahın anasıdır (Taberani) ” ve “Çoğu sarhoş eden içkinin, azını da içmek haramdır (Nesai).
Alkollü içki içmenin hükmü bu kadar açık iken resmen devlet eli ile içki özendirilmiş devletin doğru dürüst sanayi tesisleri yok iken bira fabrikaları ülkemizin her yerinde birer ikişer dikilmeye başlamıştır. Cumhuriyetin ilk alkol fabrikaları yapılırken biranın aynı çay ve ayran gibi bir halk içkisi olduğu iddia edilmiştir.
Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu” tarafından 1939 yılında Ankara’da yayınlanan bir kitapta şöyle yazmaktadır: “Bir halk içkisi olan bira, bizde Cumhuriyetten önce ancak kibarların ve ecnebilerin birkaç birahane, lokanta yahut bahçede içtikleri bir içki idi. Onun milli bir halk içkisi haline getirilmesi bahsine ancak Cumhuriyet devrinde dokunuldu. Ankara Orman çiftliği bu hususta büyük bir başarma kudreti göstermiştir… Bugün hakikaten memlekette bira istihlaki (tüketimi) seri bir inkişaf temayülü arz etmektedir. Bu temayülün tabii bir neticesi olarak 1934’de Orman çiftliğinde kurulmuş olan ilk bira fabrikası yeni ve daha büyük bir fabrika ile tevsi olunmuştur. Yakın yıllarda biranın memleketimizde en çok istihlak edilen bir içki haline geleceğini mübalağasızca iddia etmek kabildir”
Nitekim bu bira fabrikası 1937’de yeni ve daha büyük bir fabrika ile tevsi edilmiş yani büyütülmüştü. Dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen “rakı sofralarında” devlet idare edilmişti. Elbette alınan kararların ne derece yanlış olduğu sonradan ortaya çıkacaktı.
Ne yazık ki silahlı kuvvetlerde de alkol tüketimi çok artmış alkol kullanmayan subaylar üzerinde baskı kurularak “dinci-irticacı” suçlaması yapılmıştır. Bir defasında İzmir Orduevinde içki içmediğim için gemi komutanının saldırısına maruz kalmış saygısızca sözlere muhatap olmuştum. İşin kötüsü gemideki bütün arkadaşlarım yanlışlığın benim tarafımdan yapıldığını bağırıp çağıran gemi komutanının haklı olduğunu düşünecek kadar zıvanadan çıkılmıştı.
Bugün çok ucuz fiyatlarla orduevleri ve askeri gazinolarda içki servisi yapılmakta bir çok genç asker bu şişede durduğu gibi durmayan illetin esiri olmaktadır. Çünkü alkollü içkiler kullanılmaya devam ettikçe aynı sigara gibi bağımlılık yapmaktadır.
Tuhaf bir durumla karşı karşıya kalmış durumdayız. Neredeyse her gün bir kadın cinayete kurban edilmektedir. İçkiden kaynaklanan cinayetler bu kadar çok olduğu halde kadın dernekleri, bırakın alkol tüketiminin azaltılmasını; tam tersine içkiyi kullanmayı teşvik etmektedir. Gencecik kızların istismar edildiği bar, pavyon gibi mekanlar özendirilmekte hatta buradan yetişen sanatçılara devlet tarafından ödül dahi verilmektedir.