Hürriyet ve serbestiyette insan her ne fenalığı işlese, başkasına zarar vermemek şartıyla birşey denilmez denilmektedir? Acaba gerçekten böyle midir? Bu soruya en kısa cevap şudur. Bu şekilde tarif edenler hürriyeti değil, belki sefih ve ahlaksız bir yaşam biçimini anlatıp hezeyanlarını sunuyorlar. Bunların serbestiyet diye anladıkları şey; hayvanlıktır. Hâlbuki nazenin hürriyet, edepli olmaktır ve İslamın güzellikleri ile süslenip bütün insanlığa örnek olmaktır. Bugün hürriyet ve serbestiyet manasını özellikle Avrupa ve Batı medeniyeti bir çeşit sefahat ve rezillik olarak ele almış böylesine ahlaksız ve sefih yaşamı, örnek olarak sunmaktadırlar. Haliyle insanlık bu derece düşmektenseistibdat ve baskı rejimlerini kendileri için kötünün iyisi olarak görmektedir. Evet, bugün Batı medeniyetinin hürriyet olarak sunduğu şeyin aslı insanın egosuna esir olması, heva ve heveslerine esir olmasından başka bir şey değildir. Öyle ise gerçek hürriyet ve serbestiyet ne demektir? Bu içini dışa çevirsen domuz, yılan ve akrep gibi hayvanlara benzeyen Avrupalılardeğil de İslami manada hürriyetin tarifi nasıldır? Cevabı çok kısadır. Gerçek hürriyet; ne kendine ne de başkasına zararı dokunmadan serbestçe yaşamaktır. Biraz açmak gerekirse; insan başkasına zarar vermediği gibi Allah’ın kendisine emanet olarak verdiği canını ve malını da zararlardan koruması demektir. Örneğin uyuşturucu ve alkol kullanarak vücuduna zarar vermek; hürriyet değil; arzu ve heveslerine esir olmak emanet olarak verilen canımızı tahrip etmektir. Sarhoşça, ahlaksızca bir yaşam sürerek aile hukukunu çiğnemek, ayaklar altına almak; kişinin kendine olan saygısını yitirmeye sebep olur. Bunun sonucunda da Şeytanın maskarası bir insan bozması canavar ile karşı karşıya kalmış oluruz. Günümüzde laf cambazlıkları ile insanlar aldatılmaktadır. İyi şeyleri fena; kötü işleri ise güzel göstermeye çalışarak cerbeze yaparlar. Örneğin dinimizde her türlü baskı ve istibdat; yerilmiş, kötülenmiş ve aşağılanmış iken, bunun tersini anlatanlar bir hayli fazladır. Üstelik bu lafebeliği ve cerbeze üstadı tipler, hürriyet ve serbestliği kötü olarak takdim etmekte Allah’a ortak koşmakla bir tutmaktadırlar. Hâlbukihürriyet adalettir, kanundur ve kimseye karşı tahakküm etmeyip serbest davranmasını sağlamaktır. Herkesin hukukunun korunduğu ve hareketlerinde özgür olduğu bir yönetim biçimidir. Güneş gibi parlak, her ruhun âşık olduğu hürriyet ki; İslam âlimleri onu şöyle tarif etmiştir: Medeniyetin saadet sarayında oturan marifet, fazilet ve İslam terbiyesi ile süslenmiş bir serbestliktir. Bazıları “hürriyet ateştir, küfürdür demektedir. Bunlara ne demelidir? Bu zavallılar hürriyeti komünizm mesleği veya İranlıların Mazdek dini gibi ibahe mezhebi zannediyorlar. Yeri gelmişken bu mezhebi söyleyerek “kavat” kelimesinin de karşılığını vermiş olalım