Son İslami idare Osmanlı zamanında mevcuttu. Osmanlı yıkıldıktan sonra Yeni Türkiye Cumhuriyeti kuruldu…. Yeni devleti ve resmi ideolojiyi tesis edenler; hep gizli Yahudiler ve gizli Ermeniler idi. Zaten Osmanlı’nın son dönemi de bir Türk İslam idaresi olarak tanımlanamaz. İyi kötü araştırmış herkes bilir ki bu dönemde de Osmanlı devlet adamlarının bir çoğu İngiliz işbirlikçisi gizli Ermeni ve Yahudilerdi. Osmanlının yıkılabilmiş olması, bir imkânsızın başarılmasıdır. Avrupalıların ve bölgede yaşayan gayri İslami unsurlar için, ‘Bir daha Osmanlı ya da başka bir İslami idare kurulmasına da mani olmak lazımdı. Bunu nasıl sağlarız’ endişeleri vardı. Bu nedenle, yeni T.C.’nin rejimi tamamen İngiliz gizli servisleri ile birlikte hareket eden Sabetaycı gizli Yahudiler ve Türkiye masonluğu tarafından kuruldu” demiştir.
Bundan sonraki sözlerini sansürlemek zorundayız. Zira 5816 sayılı yasa kapsamına sokarak adliyelere uğrama durumu vardır. Ne yazık ki 2019 yılında hala gerçekleri bir Alman gazeteci gibi söyleyebilme lüksümüz yoktur…
Gunter, bazı devlet yöneticilerinin ismini vererek şöyle diyor: “Mesela … Paşanın kendisi de, eşi … hanım da, diğer akrabaları da Sabetaycı gizli Yahudilerdi. Bunu batılı gerçek aydınların hepsi bilir” Fakat biz Türkler bilemeyiz. Şöyle devam ediyor:
“Yine o yıllarda İstiklal savaşı kahramanı ve Büyük Türk Kurtarıcısı konumunda gösterilen yüzlerce kişi de aslında Türk ve Müslüman değillerdi. Elbette ki kimse illa Türk ve Müslüman olmak zorunda değildi. Bununla birlikte hiç kimse Türkleri ve Müslüman unsurları aldatma ve gerçekte olduğundan başka bir kimlikte, gerçekte olduğundan başka bir inanışta ve fikriyatta görünme hakkına ve kaldı ki başka milletlerin ve devletlerin menfaatini gözetip taktik surette Türklere ihanet etme hakkına asla sahip değildi. Bir Katolik Hıristiyan Alman olarak bunu ifade etmekte hiç zorlanmıyorum ki; Ermeniler ve Yahudiler, asırlarca kendilerine çok adil ve insani şekilde muamele eden Müslüman Türklere karşı bu yaptıklarında haklı değillerdi.
O dönemde Türk ve Müslüman kimliğine bürünmüş gizli Ermeni ve Yahudiler, iktidarı ele geçirdikten sonra Türkleri nasıl yönlendirecekleri, yeniden dindar bir Osmanlının kurulmasının önüne nasıl geçebilecekleri konusunda da anlaşmazlık içinde oldular.
Önce Türkleri Hıristiyanlaştırmayı düşündüler. Kendi aralarında uzun uzun tartıştılar. Bunun uygulama esnasında başarısız olacağını öngörüp kısa sürede vazgeçtiler. Bu tartışmalar, pek çok saygın ismin hatıralarında yazılmış ve tarihe not düşülmüştür”
Bu arada bu yöneticilerin Müslümanları evrimci yapmak istediğini de dile getirip “Hepimiz maymunlarız, hepimiz süfreler gibi sudan çıktık” şeklindeki sözleri dile getirmiştir. Fakat bu konuda da Anadolu insanını evrimci zihniyete sahip bir topluluk yapılamayacağı da öngörülüp bunda da ısrar edilmediğini ifade etmektedir.